1. Stratejik ve tarihî konum
2. Güvenilen lider
3. Seviyeli kadro
4. Farklılıkların farkında olan millet
1. Stratejik ve tarihî konum
a) Kıtalar arası çok önemli kavşak noktası olması
b) Kureyşîliği temsil eden Osmanlının devamı olması
c) Hem büyük doğunun temsilcisi hem batı fennini daha da geliştirmeye aday olması
2. Güvenilen lider
a) Yüksek ve ulvî gayesi olan
b) İdeal ile realite dengesini gözeten
c) Noksanını ve farklılıklarını fark eden
d) Yakın ve uzak dostlarını ve düşmanlarını tanıyan
3. Seviyeli kadro
a) Tarihî derinliği olan
b) Sahasında ehliyet, şahsiyetinde dürüstlük ve ciddiyet bulunan
c) Ekip ruhuyla hareket ederek her birisi ekibi temsil eden
d) Oynanan oyunları fark eden
e) Geriye ekip yetiştiren
4. Farklılıkların farkında olan millet
a) Büyük millet olma bilincinin farkında olan
b) Liderini takip eden, kadrosuna sahip çıkan
c) Doğruları görüp takdir eden, yanlışları görüp düzelten
d) Bütün dünyayı takip edip ileriye yönelik isabetli ve çaplı projeler ortaya koyan
1. Stratejik ve tarihî konum
Bu konum hem liderine hem kadrosuna hem de milletine sorumluluk kazandırır. İnsan, bulunduğu konumun farkında olursa, bu konumun yüklediği sorumluluğun hakkını verir ve önemli olan bu konuma uygun hareket eder.
a) Kıtalar arası çok önemli kavşak nokta olması
Asya ve Avrupa kıtalarının kesiştiği yerde olma farkındalığı, dostlarının hasedinden kendilerini korumaya ve düşmanlarının da ayak oyunlarına karşı uyanık olmaya sevk eder.
Bu konumdan faydalanabilmesi için dostlarını istifade ettirerek dostlarının ittifakını temin etmesi gerekir. İşte bu dostlarla olan ittifakından sonra düşmanlarının oyunlarına karşı koyması mümkün olur.
b) Kureyşîliği temsil eden Osmanlının devamı olması
Bu konum hem manevî hem maddî sorumluluğu gerektirir. Bu bilinç, liderine, kadrosuna ve milletine mal olursa, bütün Müslümanları kültürel, iktisâdî, hukûkî, siyâsî ve askerî birlikteliklere mecbur eder. Bu mecburiyet hem Müslümanların hem gayrimüslimlerin huzurunu sağlar. Büyük güç, ulvî değerlere dayanırsa huzura sebep olur; süflî maksatlar gözetilirse bu güç insanlığın başına bela olur.
Bu konumun gerçekleşmesi, ehliyet, adâlet, gayret ve herkesi bağlayan icmâda ittifak etmekle mümkün olur.
c) Hem büyük doğunun temsilcisi hem batı fennini daha da geliştirmeye aday olması
Büyük Doğu denilen İslâm, doğru bilinir ve doğruca uygulanırsa en yüksek medeniyet ortaya çıkar, huzurlu ve örnek toplum görülür. Bütün insanlığın özellikle en büyük katkıyı sağlayan İslâm medeniyetinin ortak malı olan Batı fenni, insanlığın hizmetine, ulvî hedeflere vasıta kılınırsa, insanlık hem büyük beladan kurtulmuş olur hem de dünyevî rahatlığa sebep olur, maneviyata da katkı sağlar. İşte böylece maddî ve manevî huzur sağlanmış olur.
“Alınız garbın hem ilmini sanatını
Veriniz mesainize son süratini!”
M. Akif Ersoy