3. Dostluğun kısımları ve gerçek dost
Dostlar, farklı farklıdırlar: Gerçek dost olanlar ve dost görünenler.
Dostum demek, seni seviyorum demek iddiadır ve ispat gerekir. İspat ise fedakârlıktır.
“Her şeyin bir tartısı vardır. Sevginin tartısı fedakârlıktır. Fedâkârlık etmeyenin sevgisine inanılmaz.”
Abdulazîz Bekkine Hz.leri
“Üç çeşit dost vardır. Bir dost vardır ki, gıda gibidir; sen onu her gün ararsın. Bir dost vardır ki ilaç gibidir; gereğinde ararsın. Bir dost vardır ki, hastalık gibidir; o seni arar.”
Bâkî
“Üç çeşit dost vardır. Birincisi, gıda gibidir, onsuz olmaz. İkincisi, ilaç gibidir, arasıra ihtiyaç olur. Üçüncüsü, mikrop gibidir, lüzumu yoktur.”
Harun Reşid
Gerçek dost, seni kendisine tercih edendir.
Bu tercih hayatta, muamelelerde görülür. Çünkü insanlar kendilerini tercihleri ile belli ederler.
Gerçek dost, bizim dindarlığımızı artıran dosttur.
Dostlar birbirlerinin dindarlıklarını artırırlarsa hem dünya hem âhirette huzurlu ve mutlu olurlar. Zira dostlar mutlu etmeyi mutlu olmaya tercih ettikleri için daima mutlu etmeye çalışırlar, neticede ikisi de mutlu olur.
“Senin dindarlığını artıran dost, her karşılaştığında eline bir altın bırakan dosttan daha hayırlıdır.”
Bilal b. Sa’d
“Dost, hem iyi görünen hem iyi olan insandır.”
Eflatun
Dost ararken kendimize benzeyenler arasından seçmeliyiz. Aynı anlayış ve aynı davranışa ermiş, ideali ve çizgisi aynı olmuş olduğunu denemelerimizle de kendileriyle anlaşabileceğimiz kimseler arasından seçmeliyiz.
“Her akıllı adam, ancak kendisine benzeyenlerle dost olur.”
Firdevsi
Denenmeyen dostluklara aldanmamak gerekir. Hele bir de bu kimselere kuvvet verilirse her an şeytan devreye girebilir.
“Sana düşmanlık edecek kadar dostuna kuvvet verme!”
Şeyh Sadi-i Şirâzî
Düşmanlar içinde en büyük düşman, yine kendimizdir; nefsimiz, hatalarımız, yanılgılarımız, aldanmışlıklarımız, kendimizi uyanık zannımız, kendimizi iyi zannedişimiz, iyilerden olduğumuz zannımız ve kendi nefsimizi muhasebe etmeyişimiz, denetlemeyişimiz, belki en büyük yanılgımız da dostlarımızı hata etmez ve ihanet etmez zannedişimizdir.
Kendimizi bu yönlerden yendiğimiz zaman içte fetih gerçekleşti demektir.
İçte fetih olunca dışta fetih zaten müyesser olur.
“Elâlem bana ne yaparsa yapsın, benim bana yaptığım daha müthiştir.”
Oscar Wilde
Dostlara ihtiyatlı olmak, dostluğunu denemediğimiz kimseye ise daha çok ihtiyatlı olmak gerekir.
En fazla dikkat edeceğimiz ve ancak ferasetle kavrayabileceğimiz belki de ancak düşmanın hata etmesiyle kendilerini ifşa edecekleri gizli düşmanlara karşı uyanık olmak lazımdır.
“Düşmanların en büyüğü, düşmanlığını gizleyendir.”
Hz. Ali (r.a.)
“Gerçek düşmanlarımız, sessizdir.” Paul Valery
“Açık yürekle konuşan düşman, içten pazarlıklı dosttan iyidir.”
Hz. Ali (r.a.)
“Düşmanın en büyük hilesi, dostluğudur.”
Şeyh Sadi-i Şirâzî
Düşmanları bilmek, kendimizi tanımaya; hatalarımızı veya doğru tarafımızı görmeye sebep olabilirse bu büyük kazanç demektir.
Kendimizi korumamızın yegâne çaresi, gerçek dostlara dostluk etmek, düşman çeşitlerinden gaflet etmemek, düşmanlara ne itikaden, ne ahlaken ne de amelen asla benzememeye gayret etmektir. Çünkü Allah’ın yardımı, Rasûlünün şefaati ve gerçek müminlerin birlikteliği olmadan ne dünyada huzur ne de âhirette mutluluk tahakkuk etmez.
Gerçek kurtuluş; Allah’a iman, Hz. Peygamber (s.a.s.)’i izleyerek ve örnek alarak sâlih amel, Cenab-ı Haktan gelen hakkı ve sabrı tavsiye etmektir.