Dua, zikrin dil ile yapılan zikir çeşidindendir.
Duayı dil ile olan zikirden saymazsak, Hz. Peygamber Allah’ı diliyle az zikrederdi demiş oluruz ki bu asla doğru değildir. Hz. Peygamber Efendimiz dil ile yaptığı zikrini, çok dua ederek de yapmış oluyordu.
Elbette gerçek dua, kalple birlikte gafletsiz yapılan dilin zikrindendir.
Dua mahiyeti itibariyle beş anlam ifade eder:
1. Dua, bir itiraftır
Dua, kulun âciz olduğunu, Allah’ın ise kâdir olduğunu itiraf etmektir. Kulun kul olduğunu idrak edip Allah’ın yegâne yalvarılacak, yardımı istenecek kimse olduğunu ortaya koymaktır.
Allah Teâlâ, bize ikram etmek için bizi âciz kılmıştır. Bize gereken, aczimizi idrak edip âciz olmayan, her şeye kâdir, her şeyi bilen ve ne istese hemen oluveren Allah’a, daima ve her konuda müracaat etmektir.
2. Dua, kulluk bilincinin ifadesidir
Dua, dua edene göre de anlam kazanır. Avam, âciz olduğunu anlayınca veya âciz kalınca dua eder. Havas, kendisini daima âciz görür, daima Allah’tan yardım ister, her işine başlarken, besmele, hamdele ve salvele okur. Dua ederken de çoğu zaman hamdele ve salvele okunur.
3. Dua şükür ifadesidir
Kâmil mü’min, Allah’ın daima kendisiyle beraber olduğunu bildiği için her işinde, her zaman Allah’la beraber olmaya dikkat eder, yardım ve başarıyı hep Allah’tan ister. Başarınca da Allah’tan bilir, “Allah yardım etti” der. Kâmil mü’minin bu anlayış ve itirafı şükür olur.
4. Dua kulluk ifadesidir
Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Dua ibadettir.” (Tirmizî, Deâvât, 1; Ebû Dâvûd, Vitir, 23; İbn Mâce, Duâ, 1.)
Diğer bir hadîs-i şerîfte şöyle buyurmuştur:
“Dua, ibadetin/kulluğun iliğidir.” (Tirmizî, Deavât, 2.)
5. Dua, bir yakarış, yardım isteme ve değer ifadesidir
Dua bir yakarıştır, yalvarmadır ve yardım istemektir. Dua, kulun değerini ifade eder. Kul, kulluğunu bilir de kulluğun gereği Allah’a kulluk eder, dua eder, yardım ister, her başarıyı da Allah’tan bilirse değerini ortaya koymuş olur. Allah Teala bu dua hakkında şöyle buyurmuştur:
“De ki: Eğer duanız (ve ibadetiniz /kulluğunuz) olmasaydı, Rabbimin yanında sizin ne değeriniz olurdu?..” (Furkân Sûresi 25/77.)
Hz. Peygamber, bütün bunlarda zirvede idi.
Duanın maksadı itibariyle üç anlam ifade eder:
1. Kulu Allah’a yaklaştırmaktır.
Kulu Allah’a en iyi yaklaştıran şeylerin başında dua gelmektedir. Zira Allah Teâlâ yanında duanın çok üstün bir değeri vardır. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Allah katında, duadan daha üstün bir şey yoktur.” (Tirmizî, Deavât, 1.)
2. Kulu dünyada ve âhirette mutlu kılmaktır.
Bütün hayırlar; en yüce mutluluk olan Allah’a yaklaşma olsun dünya ve âhiretteki mutluluk olsun hiç şüphesiz Allah’ın elindedir. Zira her şeyin yaratıcısı Allah’tır. Hayra ulaşmanın önemli bir yolu da duadır. Bu konuda Allah Teala şöyle buyurmuştur:
“Bütün hayırlar Senin elindedir. Şüphesiz Sen her şeye kâdirsin” (Âl-i Imrân sûresi 3/26.)
3. Kulun duadan maksadı muradına ulaşması, Allah’ın duadan maksadı ise kula ihsan etmesidir.
İşte bundan dolayı Allah Teala şöyle buyurmuştur:
“Rabbiniz buyurdu ki: ‘Bana dua edin, Ben de duanıza icabet edeyim’.” (Mü’min sûresi 40/60.)
Hz. Peygamber Efendimiz duanın bu maksatlarını bilmede zirvede idi. İşte bundan dolayıdır ki gece-gündüz her durumda dua ediyor hem de gafletsiz. Çünkü gafletle yapılan dua hakkında şöyle buyuran kimse idi:
“Allah Teâlâ’ya dua ederken, kabul edeceğine inanarak dua ediniz. Şunu da bilin ki Allah Teâlâ, gâfil bir kalple yapılan hiçbir duayı kabul etmez.” (Tirmizî, Deavât, 66, H. no: 3474.)
Hz. Peygamber (s.a.s.), her durumda ve her zaman dua ediyordu:
Gece kalktığında, tuvalete girerken, abdest alırken, abdesti bitirince, elbise giyerken, mescide girerken ve çıkarken, ezan okunurken ve ezan bitince, ezanla kamet arası, kamet getirilirken, namazda, namazın selamından sonra, namaz tesbihinden sonra, sabah-akşam seyyidü'l-istiğfar duası, bir işe başlarken, işi bitirince, sıkıntı olunca, merkebe binince, konakladığı zaman, çarşı pazara girerken, toplantıda işlenen günahlara keffaret duası, nazardan korunma ve koruma duası, zorluklarla karşılaşınca, keder ve üzüntü hissedince, hastaya okurken, eve girerken, evden çıkarken, yemek yerken ve yemekten sonra, oruçlunun iftar duası, yatarken, istihare duası, af ve afiyet duası, yatağa yatacak kimsenin en son okuyacağı duası gibi.