1. Dünya kelimesinin tarifi
2. Dünyanın yaratılış sebebi
3. Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmada ve cennete ulaşmada dünyanın konumu ve cenneti kazandıran dünyanın nasıl gerçekleşeceği
4. Dünya ve âhiret dengesi nasıl kurulabileceği
5. Dünya ve âhiret karşı karşıya gelince hangisi tercih edileceği
6. Dünya sevgisinden nasıl korunulabileceği
1. Dünya kelimesinin tarifi
Dünya kelimesi, iki zıt manaya gelmektedir:
1) Dünya “denâet” kökünden gelince “en alçak” manasına gelir.
2) Dünya “dünüv” kökünden gelirse “en yakın” manasına gelir.
Allah Teâlâ, Kur'ân-ı Kerîm’i göndermeden önce Arapçayı zirveye çıkarmış sonra Kur'ân-ı Kerîm’i göndermiştir. Zira zirve din, zirve dil ile anlaşılır.
Dünya kelimesi, dünyanın istimal edilmesine göre mana kazanır. Dünya eğer Allah’ın rızasını ve cenneti kazandırırsa, o zaman “en yakın” manasında olup mü’mini Allah’a ve cennete en yakın hale getirir. Dünya eğer Allah’ın rızasını ve cenneti kaybettirirse, o zaman “en alçak” manasında olup mü’mini de en alçak hale getirir.
Dünya, âlettir; neye âlet olursa onun hükmünü alır. Allah’ın rızasını ve cenneti kazanmaya âlet edilen dünya sermayedir. Bunun kârı ise cennettir. Fakat Allah’ın rızasını ve cenneti kaybetmeye âlet edilirse hem sermaye zayi edilmiş olur hem kâr yok olmuş olur.
2. Dünyanın yaratılış sebebi
İçinde bulunduğu güneş sistemiyle birlikte dünya, Allah’ın kullara hizmet için yaratmış olduğu bir hediyesidir. Kur'ân-ı Kerîm’de buna dair çok âyet-i kerîme vardır. Şu âyette olduğu gibi:
“Göklerde olanları da yerde olanları da Allah’ın, emrinize verdiğini, açık ve gizli olarak nimetlerini üzerinize (yağmur gibi) yağdırdığını görmüyor musunuz?”
(Lokmân sûresi 31/20.)
İnsana gece-gündüz daima hizmet için gönderilen dünya hediyesi, Allah’ın isimlerini gösteren sergiyi andıran bir bahçe gibidir. Diğer bir ifadeyle dünya, Allah’a kullukta kullanılması için Allah’ın gönderdiği bir hizmetçidir.
Akıllı adamın gayesi, hizmetçi olan dünya olmamalıdır. Bilakis, dünyayı ve içindekileri, bütün güneş sistemini hizmetçi olarak konumlandıran Allah’ın rızası ve rıza evi olan cennet asıl gaye edinilmelidir. Zira isabetli olan tercih, hizmetçinin/dünyanın değil, hizmet ettiren Allah’ın kulu olmaktır.