Allah Teâlâ ne güzel buyurmuştur:
“Onlar (o müminler) ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı kılar, zekâtı verirler, marufu emreder ve münkerden nehyederler. İşlerin sonu Allah'a varır (Neticede bütün işlerin değerleneceği yer Allah’ın huzurudur.)”
(Hac sûresi 22/41.)
Kullar ne kadar iktidara layık olsalar bile esas iktidarı veren Allah Teâlâ’dır.
İktidarı elde etmek önemlidir, iktidarın devamını sağlamak daha önemlidir.
Bu iktidarın devamını öncelikle sağlayacak olan, Allah’a karşı ilk görevimizi yerine getirmek yani namaz kılmaktır. İkinci olarak, topluma karşı görevimizi yerine getirmek yani fakir ile zenginin arasındaki köprüyü kuran ve infakı içine alan zekâttır. Üçüncü olarak, marufu/iyiliği hâkim kılmak, münkeri/kötülüğü mahkûm kılmaktır.
İyilerin hâkimiyeti için iyiliğin hâkimiyetini ve kötülüğün mahkûmiyetini sağlamak gerekir.
İyiliğin hâkimiyeti, marufu/iyiliği emretmekle, münkeri/kötülüğü nehyetmekle sağlanır.
1. Hakkın yardımına mazhar olmanın temel şartı olan Allah’a kulluk ki başta kulu Allah’a yaklaştıran namaz,
2. Halka karşı sorumluluğun gereği, halk ile iletişimin devamını sağlayan ekonomik doyumluluk (infâk),
3. Herkesçe kötü kabul edilen (münker) şeylerin mahkûmiyetinin devamını sağlamak,
4. Herkesçe iyi kabul edilen (ma’rûf) şeylerin hâkimiyetinin devamını sağlamak,
5. Devamın kendilerinde görüldüğü kadronun, ruhları teslim alabilecek kemâl ahlâka sâhip olması,
6. Akılları teslim alabilecek başarı,
7. Nefisleri teslim alabilecek eserler,
8. Yol göstermelere kulak vermek, insaflı tenkitleri hazmedebilmek ve kendi hatalarını görebilmek erdemliliğine sahip olmak,
9. Uygulamalarda murâkabe/ denetim (hedef, plân ve program, sistem açısından) ve neticelerde muhâsebe: Plânla, Uygula, Denetle.
“Bir şeyin ancak devamı varsa değeri vardır.”
Goethe
“Damla kendini tamamlayınca damlar.”
Özdemir Âsaf