1. Dıştan daha çok içe, maddi zenginlikten daha çok manevi zenginliğe değer vermek.
Gerçek zengin, ilim ve ilmin gereğini güzel ahlak suretiyle gösterebilendir.
Hz. Ebu Bekir (r.a.), yerine Hz. Ömer (r.a.)’i halife olarak naspetmek istiyor. Bu arada sahabeden çok kimseye Hz. Ömer’i soruyor.
Bir de Hz. Osman (r.a.)’a Hz. Ömer’i halife olarak koymak istediği niyetini açarak, “Ömer nasıldır?” diye soruyor. Hz. Osman, “Ömer’in içi dışından büyüktür” diye cevap veriyor.
İşte büyüklük ölçüsü.
Gerçek büyük kişi, içi dışından büyük olandır. Kişinin hali, taraf oluşu, karşı oluşu, tercihi, dostu ve düşmanının kim olduğu, kişinin içini ele verir.
2. Fakirlerin rızasına önem vermek.
Fakirlerin razı olması Allah’ın razı olması demektir.
“Peygamberlerden biri Allah’a şöyle demiştir: “Yâ Rabbi! Benden razı olduğunu nasıl bilebilirim?” “Fakirlerin senden razı olup olmadıklarına bakarak Benim rızamı takdir et!”
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in, herkese özellikle fakirlere karşı cömertliği meşhurdur. Bize gereken, Hz. Peygamber’in bu yönünü de örnek almaktır.
3. Başkalarından farklı olmak.
Başkalarından farklı olanlar fark edilirler, bu ise farklı performans sergilemekle olur.
Kişi, kendisinin farklı yönünü tanırsa o yönde ilerlemeye farklı gayret ederse, netice de farklı olur.
4. Örnekliğimize önem vermek.
Biz iddia itibariyle örnek konumundayız. Örnek mevkiinde olanın her halinin güzel olması gerekir. Kişinin hali hüsn-i hâl olursa her hali vaaz hükmünde olur.
“En iyi vaaz dudaklarınızdan dökülen değil, hayatınızda görülendir” diyen ne güzel demiştir.
5. İzlenen kişiler olarak; faydalı eser için bilmek, tefekkür/düşünmek ve tasavvur etmek, kasd/inâbe, azim, irade, fiil ve eser seyrini takip ederken düşünerek yapmak ve daima düşünerek söylemek.
“Konuşmayı, susmak devresiyle ve ilim araştırmayı düşünce ile destekleyiniz.”
İmam Şâfiî (rh.a.)
6. Sözü, ekmeği fırında pişirir gibi kalbimizde pişirmeden söylememek, sözün kişinin kalbindekinin tercümanı olduğunu bilerek kalbimizde söz ekmeğini pişirmeden söylememeliyiz. Zira kişi sözüyle kazanır ve sözüyle kaybeder.
“İnsanlar dilleri altında saklıdırlar, konuşturunuz kıymetinden neler eksilttiğini görürsünüz.”
Hz. Ali (r.a.)
7. Başkaları bizi ayıplamadan kendi ayıbımızı görüp kendimizi ayıplamak, daima kendimizi başkaları ile değil dünümüzle ve iyilerle kıyas etmek.
Başkaları ayıplamadan biz kendimizi ayıplarsak ayıplardan da kurtulabiliriz.
“Sen kendini kınayabilirsen, başkaları seni ayıplayamaz.”
Şeyh Sadi-i Şirazî
“Karanlık geceleri ben uykusuz geçirirken sen sabaha kadar uyuyorsun; ondan sonra da bana yetişmek istiyorsun. Ne gezer!
Zemahşerî