İMAN/5
İmanı koruyan ve kemale erdirenin üçüncüsü zikirdir.
ZİKİR/2
Zikrin Kısımları
a) Dilin zikri
b) Kalbin zikri
c) Bedenin zikri
a) Dilin zikri
Allah Teâlâ’yı esmâ-i hüsnâsıyla yâd etmek, hamd etmek, tesbih ve temcîd eylemek, kitabını okumak ve dua etmektir.
(Yazır, M. Hamdi, Hak Dini Kur’ân Dili, I, 540.)
Dilin zikrinin dereceleri
1) İman ve amelle ilgili helallerden ve haramlardan bahsedilmesi,
2) Namazda Kur'ân’dan okunması,
3) Namaz dışında Kur’ân okunması,
4) Allah Teâlâ’nın isim ve sıfatlarıyla anılması, tesbih (Sübhânallâh), tahmîd (Elhamdülillâh), tekbîr (Allahu ekber), ve tehlîl (Lâilâhe illallâh) edilmesidir.
Bunlardan en üstünü birincisidir. Çünkü farzlardan bahsetmek ve farz olan ilmi talep etmek farzdır. Zira Hz. Peygamber (s.a.s.):
“(Uygulanması ve terk edilmesi farz olanın) ilmi(ni) talep etmek (bilmek, öğrenmek ve araştırmak) her müslümana farzdır.” buyurmuştur.
(İbn Mâce, Mukaddime, 17.)
Birincisinin konuşulduğu, öğrenildiği meclisler; tesbîh, tahmîd, tekbîr ve tehlîl gibi zikir meclislerinden daha üstündür.
İşte bundan dolayı Hz. Peygamber (s.a.s.), kendi mescidindeki zikir halkasına değil, farz olan ilmin müzakere edildiği halkaya katılmıştır.
Bu anlayıştan şu çıkar:
Önce farzları öğren, sonra farz ile amel et. Daha sonra nafileyi öğren, nafile ile amel et. Yoksa birisini al, diğerini at demiyoruz. Önce en üstün olanını al, sonra üstün olanını al, diyoruz.
b. Kalbin Zikri
Gönülden anmaktır. Bu da üç çeşittir:
1) Allah’ın varlığına delil olan delilleri düşünmek ve şüpheleri def ederek ilâhî sıfat ve isimleri tefekkür etmektir.
2) Allah’ın hükümlerini, kulluk görevlerini, emir ve yasaklarını, va’dini ve tehdidini, bunların delillerini düşünmektir.
3) İnsan ve kâinattakileri, bunlardaki esrarı seyredip en küçük zerrenin bile yaratıcısına delil olduğunu düşünmektir.
c. Bedenin Zikri
Beden organlarının her birinin, görevli bulunduğu vazife ile meşgul olması ve yasaklananlardan uzak durmasıdır.
Yazır, M. Hamdi, a.g.e., I, 540, 541.)