b) İşimizde titizlik
1. Sorumluluğumuzu bilmek ve idrak etmek
Sorumluluğumuzun başında Allah’a karşı sorumluluğumuz vardır. Çünkü bize en büyük nimet olan aklı, imanı ve vücut sağlığını veren, içinde bulunduğumuz güneş sistemini bize hizmetçi kılan, Allah Teâlâ’dır. Allah’a karşı sorumluluğumuz ise, bu gerçeği bilip idrak etmek ve bunun gereği olarak kulluk görevimizi yapmaktır.
Üzerimize aldığımız ikinci sorumluluğumuz, ailemize karşı sorumluluğumuzdur. Onların maddi ve manevî ihtiyaçlarını karşılamaktır.
Bulunduğumuz makamın sorumluluğu ise, halka karşı doğru-dürüst, âdil, isabetli, faydalı ve verimli iş yapmak ve bulunduğumuz davanın temsilliğine söz getirmemek; zulüm, adam kayırma, rüşvet, yanlış ve eksik iş yapma, zamanında iş yapmamak, bugünü yarına havale etmek gibi yanlışlardan son derece sakınmaktır.
2. Ciddi olmak, gayret etmek, gücümüzün sonuna kadar çalışmak, metotlu, sabırlı ve sebatlı olmak
İşimizde titizliğin ispatı, üzerimize aldığımız görevin hakkını vermektir. Bu görevi yerine getirmek ve görevin hakkını vermek için ciddi olmak hem de çok ciddi olmak gerekir.
Ciddiyetin ispatı, gayrettir. En güzel gerçek söz, en güzel ve en üstün ilim sahibi Allah’ın sözüdür.
İşte âyet-i kerîme:
“Doğrusu insana çalışmasından başka bir şey yoktur.”
(Necm sûresi 53/39.)
“Kader, gayrete âşıktır.”
Muhyiddîn İbn-i Arabî
"Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde gelmez."
Türk Atasözü
“Başarılı olmak ve yükselmek, sırf gayretin meyvesidir; gayret ise, iradenin ifadesidir.”
“İrade terbiyesi ve nefis mücadelesinin en ahlâkî ve insânî ifadesi çalışmaktır.”
Ali Fuat Başgil
“En büyük keramet, çalışmaktır.”
Hacıbektaş-ı Velî
Gayret, kâfi değildir. Çünkü herkes gibi çalışmakla en fazla herkes gibi başarı elde edebiliriz. Hâlbuki bizim farkımız olmalıdır. Farklı olanlar fark edilirler. Bizim farkımız, gücümüzün sonuna kadar çalışmaktır. Çünkü ilâhî lütuf, insanın bittiği yerde başlar.
İlâhî lütfun devamı, metotlu, sabırlı ve sebatlı çalışmakla elde edilir.
Metot, en genel manası ile bir amacın gerçekleştirilmesi için izlenen yol ya da usuldür. Hedefe ulaşmak için hem hedefe ulaştıran yol hem de yolda takip edilmesi gereken usul gerekir. Yol olmadan yürüme olmaz, usul olmadan da vusul olmaz.
“Metodu olan topal, metotsuz koşandan daha çabuk ilerler.”
Francis Bacon
Sabır, nefsi hoşlanmadığı şeye hapsetmektir.
Sabır, fiilî duadır; bir şeyi elde etmenin şartlarını yerine getirmektir.
Sebat, sabırda yani nefsi aklın emrine vermede devam etmektir.
“Sabır, yüzü ekşitmeden, acıyı yudum yudum içine sindirmektir.”
Cüneyd-i Bağdâdî (rh.a.)
“Sabır, selâmet ve saadet evinin anahtarı ve her musibetin ilacıdır.”
Hz. Ali (r.a.)