Haberin Kapısı
2021-02-21 19:24:55

İlim ve Alim -1

İbrahim Cücük

21 Şubat 2021, 19:24

İlim, ne için lazımdır?

İlim, lehimizde ve aleyhimizde olanı bilmek için lazımdır.

Lehimizde ve aleyhimizde olanı bilmek, amel etmek için lazımdır. Amel, red ve kabulü; terk ve fiili içine alır.

Önce kalbin reddi, küfür ve şirki reddetmek; kalbin kabulü, Allah Teâlâ’yı, Hz. Peygamber’i ve Hz. Peygamber’in Allah’tan getirdiklerini kabul edip tasdik etmektir.

Dilin ve bedenin terki, günahları terk etmek; dilin ve bedenin fiili, emredilenleri işlemektir.

İlim işte bunlar için lazımdır. İlim, tasdikten ve tatbikten öncedir. Mümin bilecek ki tasdik etsin ve tatbik edebilsin.

A. İlmin Tarifi:

1. Lügatte ilim: İlim, bir şeyi kavramak, inceliğine vakıf olmak, bir şeyden haberdar olmak, anlamak manalarına gelir.

2. Istılahta ilim: İlim, cehaletin zıddı olup Allah Teâlâ’nın sıfatlarındandır. Bir şeyi ilk bilmeye çalışan kimseye “âlim” denmez, o kimseye bilmeye gayret eden manasına “müteallim” denir. Allah Teâlâ’ya, Alîm dendiği zaman; olanı ve olacak olanı olmadan önce bilen, nasıl olacağını bilen, olması bekleneni de yine olmadan önce bilen demektir. Allah Teâlâ, ezelden beri âlim, ebede dek olacak olanı bilen, yerde ve gökte hiçbir şey kendisine gizli olmayan ve bütün eşyanın zâhir ve bâtınını bütün incelikleriyle en kâmil manada bilen “Alîm”dir.

(İbn Manzûr, Lisânü’l- Arab, XII, 416-418, Beyrut 1990.)

İlim, eşyanın hakikatini olduğu gibi bilmek, olanın hakikatine mutabık/ uygun olan kesin bilgiye denir.

(Cürcânî, et-Ta’rîfât, s. 155, Beyrut 1983.)

B. İlmin Önemi:

a) İlk inen âyetin ilimle ilgili “oku!” olması:

(Alak sûresi 96/1-5.)

b) İlk farzın, ilim olması:

“Bil ki Allah’tan başka ilah yoktur.”

(Muhammed sûresi 47/19.)

Özetle önce imanla ilgili helal ve haramları bilmek, sonra ibadet, ahlâk ve ahkâmı içine alan amel ile ilgili helal ve haramları bilmek gerekir.

c) Kur’ân- Kerîm’de sadece ilmin artırılmasını istemenin emredilmiş olması:

“De ki, ey Rabbim ilmimi artır!”

(Tâhâ sûresi 20/114)

d) İnsanı imanın, mümini de ilmin yüceltmesi:

“Allah içinizden iman edenlerin ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltir.”

(Mücâdele sûresi 58/11.)

Bu âyet-i kerîme ile Allah Teâlâ, âlim olan mümini âlim olmayan mümin üzerine üstün kılmıştır, bu da ilmin üstünlüğüne delalet eder. İlimden maksat, mükellefin din ile ilgili; ibadetlerinde ve insanlarla olan muâmelelerinde yapılması vacip/farz olanı bilmeyi ifade eden şer’î ilim, Allah Teâlâ’yı ve sıfatlarını bilmeyi ifade eden ilimdir.

(el-Askalânî, İbn Hacer, Fethu’l-Bârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî, I, 141, Beyrut ts.)

Ayrıca İslâm’ın ve Müslümanların maslahatlarına olan bütün ilimlerin de öğrenilmesi bütün Müslümanlara farz-ı kifâyedir. Çünkü gâyeye vâsıta olan şeyler de gâye hükmündedir ve lâzımdır.

e) Allah’ın hayır murad ettiği kimselerin, İslâm’ın inceliklerine vakıf olup istinbât ve içtihâd yapabilecek ilim sahibi kimseler olması.

Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Allah, kime hayır dilerse onu dinde fakîh (dinin inceliklerine vâkıf) kılar.”

(Buhârî, İlim, 10, Humus, 7, İ’tisâm, 10; Müslim, İmâre, 175, Zekât, 98, 100; Tirmizî, İlim, 4; İbn Mâce, Mukaddime, 17.)

f) İslâmî ilimleri öğrenip öğretme niyetiyle ilimle uğraşmanın savaşa gitmekten üstün olması:

“İnananlar toptan savaşa çıkmamalıdır. Her topluluktan bir taife dinde fıkıh tahsili yapmak (dinin inceliklerini iyice öğrenmek) ve milletlerini geri döndüklerinde uyarmak üzere geri kalmaları gerekli olmaz mı? Ki böylece belki yanlış hareketlerden çekinirler.”

(Tevbe sûresi 9/122.)

Savaşlarda şehid edilenlerin yerine diğer Müslümanlardan koymak mümkündür. Fakat o âlimden başka yoksa o âlimin savaşa gitmesi câiz olmaz. Eğer o âlim ölse o âlimin yerini doldurmak mümkün olmaz. İşte bu konuda Rasûlullah Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Âlimin ölmesi, gece gündüz devam ettikçe İslâm’da kapanmayan bir gediktir.”

(Şeybânî, İbn Ömer, Temyîzü’t-Tayyib mine’l-Hadîs, s.179.)

Allah Teâlâ ilme ve âlime çok önem vermiştir.

Kur’ân-ı Kerîm’in ilk inen sûresi olan Alak sûresinin ilk beş âyetinin ilk emri “oku” yani ilk vahiy, ilimle, ilmin sebebi okumakla, okuyacak olan insanla, kendisinin gönderdiği her şeyin ölçüsü olan vahyin sahibi Allah’ı tanıtmakla, yazmanın vasıtası kalemle ve bilmediğimiz şeylerin ilmine ulaştıran Allah olduğu ile ilgilidir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.