Haberin Kapısı
2021-03-02 15:37:45

İslami Cemaatler İçin Önemli Prensipler -1

İbrahim Cücük

02 Mart 2021, 15:37

1. Her konuyu İslâm’a/ilme götürmek; akîde konularını akâid kitaplarına, amelî konuları usûl-ı fıkha göre fürû’ kitaplarına, konu içtihâdî ise İslâm âlimlerinin oluşturduğu komisyona müracaat etmek.

2. Fertleri öğretim ve eğitimden geçirmek.

3. İşleri istişare ederek karar altına alıp uygulamak.

4. Aleyhimize de olsa Hak yolda olduğu müddetçe lidere itâat etmek.

5. Herkesi doyurabilecek ilmî güce, şuur ve uyanıklığa ulaşmak.

6. Herkesin kendisini bu cemâatte görebilmesini ve bir yerinin olduğunu hissedebilmesini sağlamak.

7. Hükümlerde ilim, uygulamada disiplin ve fedakârlık, amelde ahlâk, başkalarına karşı tavırda müsamaha göstermek.

1. Her konuyu İslâm’a/ilme götürmek; akîde konularını akâid kitaplarına, amelî konuları usûl-ı fıkha göre fürû’ kitaplarına, konu içtihâdî ise İslâm âlimlerinin oluşturduğu komisyona müracaat etmek.

Her konuyu İslâm’a, ilme götürmek, münakaşa etmeyip ya müctehidlere veya müctehidlerin Usûliddîn ve Usûl-ı Fıkha göre fürû’ kitaplarına müracaat etmek.

Konu farklı olunca müracaat da farklı olur. İslâm’a götürmekle ilme götürmek farklı mıdır? İslâm’a götürmek, eğer itikâdî veya amelî bir konuda helal veya haram konusu ise elbette usul-ı fıkıh metoduyla vahye müracaat demek olur.

Vahye müracaat, müctehid ise elbette Kitap ve Sünnete müracaat eder, amelî konuyu naslardan istihrâc eder, meseleyi hükme bağlar.

Eğer müctehid değilse usûle uygun fürû’ kitaplarına müracaat eder.

Yeni bir mesele ise tercih ehli olabilecek çapta âlimler bir araya gelirler meseleyi hükme bağlarlar.

Şayet ictihâdî bir konu değilse hangi saha ise, Müslüman olan, o konuda İslâm’ın hükmünü bilen ve o sahada uzman olan kimselere müracaat eder.

Mümin, her konuyu ilme götürür. İlim, âlimde bulunur. Bir bakıma ilme müracaat âlime müracaat demektir. Âlim de aydınlatıcı kitaba bakar.

İlim ehli arasında münâkaşa olmaz müzâkere olur. Zira münakaşa, fertleri birbirinden soğutur, birbirinden uzaklaşmayı doğurur, boş yere zaman kaybına sebep olur. Zaten haklı da olsa münakaşayı terk edene Hz. Peygamber (s.a.s.), cennetin kenarında bir köşke kefil olduğunu müjdelemiştir.

(Ebû Dâvûd, Edeb, 8; Tirmizî, Birr, 58; İbn Mâce, Mukaddime, 7.)

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.