Doğru ve faydalı olanı elde etmek önemlidir. Ancak bundan daha önemli olanı, elde edileni devam ettirmektir.
İstikamette yani itidalli olmada; sözde, fiilde, halde ve niyette doğrulukta, ifrattan ve tefritten uzak olmada, dengeli olmada devam etmek çok daha önemlidir.
İşte hem istikamette devamı belirten hem istikamet ehline meleklerin alakasını bildiren âyetler şunlardır:
“Şüphesiz, Rabbimiz Allah'tır deyip, sonra istikamette (dosdoğru yolda) yürümeye devam edenlerin üzerine melekler inerler. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin! derler. Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız. Orada sizin için canlarınızın çektiği her şey var ve istediğiniz her şey orada sizin için hazırdır. Gafûr ve rahîm olan (Allah'tan bir karşılama ziyafeti) olarak.”
(Fussılet sûresi 41/30-32)
Âyet-i kerîmedeki istikamet hakkında yapılan tefsirler:
Hz. Ebu Bekir'den bir rivayette: "Sözde doğru yolda oldukları gibi fiilde de doğru yolda oldular." Diğer bir rivayette de yine Ebu Bekir Sıddık (r.a.) bu âyeti okuyup "Ne dersiniz?" dedi.
"Günah işlemediler" dediler. "Pek zor ihtimale tefsir ettiniz, ibadeti yaparlarken putlara dönmediler" dedi.
Hz. Ömer (r.a.) bir hutbesinde bu âyeti tefsir edip demiştir ki:
"Allah'a itaatte istikamet yaptılar, tilkiler gibi hilekârlığa sapmadılar."
Hz. Osman (r.a.)’dan: "Amelde ihlas yaptılar."
Hz. Ali (k.v.)’den: "Farzları eda ettiler."
Süfyan-ı Sevri'den: "Dediklerine uygun amel ettiler."
Rebi'î b. Enes'ten: "Allah'ın masivasından (Allah'tan başka her şeyden) yüz çevirdiler."
Süfyan b. Abdillahi's-Sakafî (r.a.) hazretleri de demiştir ki:
"Ya Rasûlallah! Bana tutunacağım bir iş haber ver."
Rasûlullah buyurdu ki:
"Rabbim Allah de, sonra da istikamet üzere (dosdoğru) ol."
(Müslim, İmân, 62; Tirmizî, Zühd, 61; İbni Mâce, Fiten, 12)
Bunun üzerine, "Benim hakkımda en korkacağım şey nedir?" dedim. Rasûlullah (s.a.s.) kendi dilini tutup "işte bu" buyurdu.
Üzerlerine peyderpey Allah'ın elçileri melekler iner. Kâfirlere şeytanlar arkadaş olduğu gibi, bunlara da melekler iner.
Meleklerin inme zamanı hakkında Mücahid ve Süddî, "ölüm anında"; Mukatil, "yeniden dirilme anında"; bazıları da hem ölüm hem kabir hem yeniden dirilme anında demişler. Bununla birlikte âyet mutlaktır. Dünyada hayatın her anına da uyar.
Vahyin ortaya koyduğu gerçeğin temeli olan tevhidi, tevhidin gereği olarak istikamet ehline verilen müjdeyi bildiren âyet-i kerîme de şudur:
"Muhakkak ki, “Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra da istikamette devam eden (dosdoğru olan) kimselere, korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
(Ahkâf sûresi 46/13)