2. Kaynağı, korunmuş vahiy olan İSLAM sistemimizi bilip uygulamak
Kendi sistemimizin kaynağı Kur’ân-ı Kerîm ve Hadîs-i Şerîflerdir yani vahiydir.
Vahyin temel özelliği; korunmuş olması, değişikliğe ihtiyaç duymayan temel esasların bulunması, ihtiyaç oldukça şartlar değiştikçe her probleme cevap verebilecek içtihad kurumunun bulunmasıdır.
Kur’ân-ı Kerîm, Allah Teâlâ’nın kelâmı, ilmi ve hükümleridir.
Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Allah’ın kelamının diğer kelamlara olan üstünlüğü Allah’ın, yarattıklarına olan üstünlüğü gibidir.”
(Dârimî, Fedâilü’l-Kur’ân, 6.)
Hadîs-i Şerîfler ise Kur’ân’ın zaten ya tefsiridir ya tekididir ya da Kur’ân’da olmayan konularda Allah’ın öğretmesi ile teşrî/hüküm koyucu durumundadır.
Hadîs-i Şerîfler de korunmuştur diyoruz. Zira hadîsler mütevâtir, meşhur ve âhâd; sahîh, hasen ve zayıf diye tesbit edildiği gibi hadîs olmayan uydurmaların hepsinin ortaya çıkarılması da bunu göstermektedir.
Bize gereken, İslam sistemini önce üsûliddîn/dinin temelleri olan ve İslam akidesini teşkil eden Ehl-i Sünneti doğruca bilmek ve inanmak; ibadet, ahlak ve ahkâmı fıkıh usulü ile doğruca bilip uygulamaktır.
Doğruca bilinmezse iman ve amel de doğru gerçekleşmez.