b) İstişarede Takip Edilecek Metot
İstişare esnasında insanın sahip olduğu birtakım kişisel özellikleri, istişare edilecek konunun vasıfları, ilim ve idare geleneği ile alakası bulunan çeşitli metotlar takip edilmelidir:
1) İstişare eden, istişare edilenlere yumuşak, nazik ve cömert davranmalıdır.
2) Mücerret olarak kendi arzu ve isteklerini ifade eden iradelerini göstermemelidir.
3) Genel menfaat ve faydayı araştırmalı, ilâhî hükme uygun düşecek şekilde tayin etmelidir.
4) İlâhî iradeyi temsil edecek şekilde gerçekleşmelidir. Zira mücerret manada bir beşer iradesinin kıymeti yoktur.
5) Birinci plânda ilmî bir yöntemle hakkı araştırmak olmalıdır.
6) İstişare öncesi ticarî, hukukî, dinî, siyasî danışmanların raporları ortaya konmalıdır.
7) Dinî konuda önce Kitap, Sünnet, İcma, Kıyas, sonra istişare yapılmalıdır.
İstişareye katılan kimseler, konularında uzman olmalıdırlar.
9) İstişare, İslam’ın yasakladığı yalan, hile, ikrah, rüşvet gibi konular üzerine kurulu olmamalıdır. Zira âyette şöyle buyrulmaktadır:
“Ey iman edenler! Allah’a ve Rasûl’e hainlik etmeyin, bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz”
(Enfâl sûresi 8/27.)
10) Şûrâda Allah rızası için görüşünü savunanların, bu görüşler taassupla savunulmadığı veya reddedilmediği sürece, çoğunluğunun görüşü doğrudur.
Çoğunluğun görüşü doğrudur diyenlerin delilleri:
a) “Allah’ın eli cemaatin üzerindedir.”
(Tirmizî, Fiten, 7. Hadis no: 2167.)
b) “Kim tâatten çıkar ve cemaatten ayrılır da ölürse câhiliyet ölümü ile ölür...”
(Müslim, İmâre, 53. Hadis no: 1848.)
c) “Şüphesiz Allah sizi şu üç özellikten korudu: Peygamberinizin sizin aleyhinizde dua ederek hepinizin birden helak olmasından, ehl-i bâtılın (her yerde ve her konuda) ehl-i hakka üstün gelmesinden ve sizin sapıklık üzerine birleşmenizden.” (Ebû Dâvûd, Fiten, 1. Hadis no: 4253.)
11) Görüşü kabul edilmeyen azınlık, çoğunluğun görüşünü uygulamaya koyacakların başında yer almalıdır. Üstelik uygulamada bu görüşü çoğunluk gibi savunmalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), çoğunluğun şehir dışında savaşma görüşüne uymuş ve zırhını ilk giyen kimse olarak Uhud’a çıkmıştır.
Şu iki âyet-i kerimede buna işaret vardır:
“Rasul’ün size verdiğini alın, sizi nehyettiğinden de sakının”
(Haşr sûresi 59/7.)
“Andolsun ki Rasûlullah’ta sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel örnek(ler) vardır” (Ahzâb sûresi (33/21)