b) İyi adamın farklılıkları
Farklı insanlar ahlakları, iyilikleri, eserleri ve başarıları ile fark edilirler.
“İyi olanınız, kendisinden hayır umulanınız ve şerrinden de emin olunanınızdır. Şerli olanınız da kendisinden hayır umulmayan ve şerrinden de emin olunmayanınızdır.”
(Tirmizi, Fiten, 76. Hadis no: 2264)
Allah Teâlâ iyi insanlara “büyük adam” manasında “rical” demiş ve kelimeyi şöyle tarif etmiştir:
“Rical ne ticaretin ne alışverişin, kendilerini Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten engel olmadığı kimselerdir. Onlar kalplerin ve gözlerin (dehşetten) döneceği bir günden korkarlar. Çünkü Allah onları, yaptıklarının en güzeliyle mükâfatlandıracak ve onlara kendi fazlından arttıracaktır. Allah, dilediğini hesapsız rızıklandırır.”
(Nûr sûresi 24/37-38.)
İyi adam; içi Hak ile dışı halk ile olan, içi dışından büyük olan adamdır. Önemli bir açığı olmayan ve halkın, aleyhinde değil hep lehinde konuştuğu kimsedir. Dünyayı cennete doğru koşan bir binek yapmış kişidir. Az ile yetinip kanaat ettiği için kimsenin satın alamayacağı kişidir o. Gerçek iyi adam, dünyaya sahip ama dünyanın ona sahip olamadığı kimsedir. Dünyanın içine girmiş ama dünya onun içine girememiş erkek adamdır.
“Ğına/müstağnîlik ve izzet, kendilerine layık olanı bulmak için yola çıkmışlar, kanaat sahibi kula rastlamışlar ve onda karar kılmışlardır.”
Vehb b. Münebbih (rh.a.)
“Bir kimse, insanların en akıllısına verilmek üzere malından bir şey vasiyet etse, vasiyet edilen bu malın, dünya hakkında zühd sahibi olan bir kimseye verilmesi gerektiğini söylerim!” İmam Şafii (rh.a.)
“Bir kimse, insanların en hayırlısı, zâhid/dünyaya eğilmeyen kişidir diye yemin etmiş olsa, ben ona, sözünün doğru olduğunu ve yeminine keffaret gerekmediğini söylerim.”
Ebu’d-Derdâ (r.a.)
“Dünya hakkında zühd ve kanaat sahibi olmak kadar şeytanın belini kıran bir şey yoktur.” Hammad b. Zeyd (k.s.)
“Dünya hakkında zühd sahibi olmakta en ileri olan kimse, insanların en iyi amel bakımından en ileri olanıdır.”
Abdullah b. Mes’ud (r.a.)
İyi adamın en önemli bir tarafı da ahlâkı iyi olması, peygamber ahlakı ile ahlaklanmasıdır. İyi adam bir bakıma hayırlı adam demektir. Bu konudaki hadîs-i şerîflerde Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır.”
(Buhârî, Menâkıb, 23, Fezâilü ashâbi’n-nebî, 27, Edeb, 38-39; Müslim, Fezâil, 68; Tirmizî, Birr, 47, 69.)
“Kıyamet gününde mü’min kulun terazisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allah Teâlâ çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseden nefret eder”
(Tirmizî, Birr, 61.)
“Mü’minlerin iman bakımından en mükemmeli, huyu en iyi olanıdır. Hayırlınız, kadınlarına karşı hayırlı olanlardır.”
(Tirmizî, Radâ’, 11; Ebû Dâvûd, Sünne, 15; İbni Mâce, Nikâh, 50.)
“Bir mü’min, güzel ahlâkı sayesinde, gündüz oruç tutup gece namaz kılan kimselerin derecesine ulaşır.”
(Ebû Dâvûd, Edeb, 7; Tirmizî, Birr, 62.)