İnsanın bittiği yerde ilâhî lütuf başlar. Allah Teâlâ’nın koyduğu kanun budur. Allah en üstün hikmet sahibidir, her ne yaparsa ve neye hükmederse yerindedir. İnsan zahmet çekmeden, alınteri olmadan beleşe konunca kıymet bilmemektedir.
Kul bittim deyince Rabbim'in yettim dediğine örneklerden bazıları:
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), hicret için yola çıktı, Sevr dağında bittim dediği yerde mağaranın ağzını örümcek ağı ile örerek yettim dedi Rabbim.
Bundan şu âyetle bahsetmektedir Rabbimiz (c.c.):
“Eğer siz ona (Rasûlullah'a) yardım etmezseniz, (biliyorsunuz ki) inkâr edenler onu iki kişiden biri olarak (Mekke’den) çıkardıkları zaman, ona bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına ‘Üzülme, çünkü Allah bizimle beraber’ diyordu. Bunun üzerine Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz bir takım ordularla onu desteklemiş, böylece kâfir olanların sözünü alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise en yücedir. Çünkü Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
(Tevbe sûresi 9/40)
Yine Hz. Peygamber (s.a.s.) ile Hz. Ebu Bekir (r.a.) hicret yolunda iken arkalarından öldürmek için gelen atlı Süraka’nın atının ayakları birkaç defa kumlara gömülünce, Süraka’ya Allah Teâlâ, Hz. Peygamber’e yardımını hissettirdi. Süraka da Hz. Peygamber Efendimizden özür diledi ve geri döndü, öldürmek için gelenleri de başka istikametlere çevirdi.
Hz. Peygamber’in kalbi emniyet içinde idi. Hz. Ebu Bekir (r.a.) bittik diyordu âdeta, Rabbim de böylece yettim dedi.
Allah Teâlâ bu konuda şöyle bildirerek hükmetmiştir:
“Sizden önce gelenlerin durumu sizin başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi zannettiniz? Peygamber ve onunla beraber müminler: “Allah'ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı; iyi bilin ki (işte o zaman) Allah'ın yardımı şüphesiz yakındır.”
(Bakara sûresi 2/214)
Allah (c.c.) dinine yardım edene yardım edeceğini va’detmiştir:
“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı kaydırmaz.”
(Muhammed sûresi 47/7)
Yine Allah Teâlâ, şu âyetle hem peygamberlere hem kâmil mü’minlere hem bu dünyada hem âhirette yardım edeceğini ilan etmiştir:
“Biz muhakkak peygamberlerimize ve iman edenlere hem dünya hayatında hem şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.”
(Mü’min sûresi 40/51.)
Allah Teâlâ, daima kendisine ait olanı yapmıştır. Biz de bize ait olanı yaparsak, Allah’ın dinini hayata hâkim kılmak için gayret edersek elbette Allah da kendisine ait olan müminleri hem bu dünya hayatında muzaffer kılma hem ahirette yardım etme ahdini yerine getirir.