Kurumlarda istikrarın olması için kurumlarda çalışanların istikrarlı olmaları gerekir. Çalışanların istikrarlı olması için önce işe alınınca eğitime alınmaları sonra da geliştirilmeleri için zaman zaman eğitimlerine devam edilmesi gerekir.
İşe alınanlar becerilerine, tecrübelerine, başarılı olduğu ve eğitim aldığı sahalarda istihdam edilmelidirler. Memuru âmir yerine, âmiri memur yerine tayin etmek, önce insana sonra da kuruma zulümdür. Tayfayı kaptanın yerine, kaptanı da tayfanın yerine görevlendirme olunca gemiyi kayalara vurmak işten bile değildir.
Kurumlarda istikrar, elemanların işe zamanında girip çıkması ve verilen işi istenilen zamanda yapmasıyla sağlanır. Her gün başarının devam edebilmesi için de adama göre iş değil, işe göre adam prensibinin uygulanması, herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi, daimi kontrolün yapılması ve çalışanların da kontrol edildiğinin idrakinde olması gerekir.
Kurumların devam ve kemali için ister kendi ülkemizde ister yurt dışında başarılı kurumları görmek, ibret almak gerekir.
“Büyük bir adam olmak, iyi bir adam olarak kalmaktan kolaydır.”
Abdülkadir Geylânî (k.s.)
“İşin güç kısmı, adam olmak değil, adam kalmaktır.”
Andre Mezerelles
Adam kalmak; istikrarlı olmak, devam etmek, sabredip sebat etmekledir. Bunun için de çalışanların aylık performansı rapor edilerek sürekli gözden geçirilmelidir.
Bütün bunların gerçekleşmesi, sorumluluk düşüncesi ile hareket etmeye bağlıdır. Sorumlular sorgulanmazsa, dünya ve âhiret huzursuzluklar olur.
Kurumlarda istikrarı sağlayan şeylerin birisi de suçluya ceza vermektir. Çünkü ceza hem kuruma hem kurumda çalışana faydalıdır. Çünkü suçluya ceza olmayınca hem suçluya suç işleme cesareti verilir hem de suçsuz cezalandırılmış olur. Suçlunun cezalandırılması adalettir. Adalet ise mülkün yani idarenin, yönetimin ve otoritenin temelidir.