Haberin Kapısı
2021-02-14 19:15:44

Manevi Terbiye, Eğitim Metodumuz -1

İbrahim Cücük

14 Şubat 2021, 19:15

Gayemiz: Allah’tır (c.c.) ve manen Allah’a yaklaşmaktır.

Kitabımız: Kur'ân-ı Kerîm’dir.

Önderimiz: Hz. Muhammed (s.a.s.), Kur'ân-ı Kerîm’de ve hadîs-i şerîflerde geçen diğer peygamberler ve peygamberleri izleyen sıddıklar, şehidler ve sâlihlerdir.

Yolumuz: Sırât-ı mustakîm, Allah’ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerin, sıddıkların, şehidlerin ve sâlihlerin yoludur.

Görevimiz: Allah’a (c.c.) kulluk; müminlere kardeşliğin gereği nasihat, marufu emir, münkeri nehiy; diğer insanları da Allah’a kulluğa davet etmektir.

Manevî Terbiyenin Maksadı:

Manevî yani rûhî terbiyeden gaye, Allah’a kulluk edebilirliği sağlamaktır.

Yegâne gaye olan Allah’a yaklaşabilmek için kulluk etmek gerekir.

Kulluk edebilmek için kulluk edebilecek seviyeye gelmek gerekir. İşte bu seviyeye ancak terbiye yani eğitimle kavuşabiliriz.

Manevî Terbiye Metodu:

Yerilen sıfatlardan kurtulup övülen sıfatlarla sıfatlanmak demek olan Allah’a vuslat veya manen Allah’a yaklaşmak, ancak Allah’ın (c.c.) kitabı ve Allah’ın en üstün edeplerle edeplendirip gönderdiği Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sünneti ile mümkündür.

a. Sohbet metodu:

Hz. Peygamber (s.a.s.), Mekke’de iken Dâru’l-erkâm’da, Medine’de iken özellikle Ashabıyla Mescid-i Nebevîde sohbet ederdi. Sohbet, Hz. Peygamber’in sünnetidir.

Hz. Peygamber Efendimiz sohbette önce yanlış itikadlardan, yanlış amellerden ve kötü ahlaktan tövbeye çağırıyordu. Sonra tevhide, sâlih amele ve ahlâk-ı hamîdeye davet ediyordu. Bazen müjdeyi önce, bazen de uyarıyı önce yapardı. Öğüt verirdi. Çünkü Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Öğüt ver! Muhakkak öğüt (vaaz, nasihat ve hatırlatma) müminlere fayda verir.” (Zâriyât sûresi 51/55)

Hz. Peygamber’in öğütten maksadı, Allah’a kulluk etmeye davetti. Hemen o âyetin peşine: “Ben cinleri ve insanları ancak (beni tanıyıp iman etmeleri ve) bana kulluk etmeleri için yarattım” (Zâriyât sûresi 51/56) âyetinin gelmesi de öğütten maksadın Allah’a kulluk olduğunu belirtmiş oluyordu.

Sohbette bilgilenme, günah ve manevî hastalıklardan arınma ve iyi sıfatlarla sıfatlanma niyeti, güzel edep bulunursa feyiz ve bereket hâsıl olur.

Sohbette, sohbettekilerin kalplerinde iyi niyet, dillerinde ilim ve zikir olunca, rahmet melekleri bulunur, rahmet sohbettekileri kuşatır ve sekîne bulunur. İşte bu durumu şu hadîs-i şerîf müjde vermektedir:

“Bir topluluk, Allah’ı (c.c.) zikretmek üzere oturdukları vakit, muhakkak onları melekler kuşatır, (ilâhî) rahmet kaplar, üzerlerine sekine iner ve Allah onları, Kendi katındaki (mukarreb melek)lere anar.” (Müslim, Zikr, 39.)

Sohbetteki bu tecellilerden dolayı imanları artar, hayatlarında güzel değişikliklere sebep olur. Bunu da şu âyet-i kerîme ifade buyurmuştur:

“İmanları üstüne iman artırsınlar diye müminlerin kalplerine sekîneti (huzur ve sükûnu) indiren O’dur.” (Fetih sûresi 48/4)

Sohbette, müminlere iman ve amel ile ilgili helal-haram, güzel ahlak konuları, bedenî, mâlî, hem mâlî hem bedenî ibadetlerden bahsedilip güzel adamlardan konuşulunca en üstün zikir hâsıl olmuş olur. Bu konuda da Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Bir topluluk, Allah’ın evlerinden bir evde toplanır da aralarında Allah’ın kitabını okuyup ders yaptıkları zaman üzerlerine sekîne iner, onları rahmet kaplar, (rahmet) melekleri kuşatır, Allah onları Kendi katındaki (mukarreb melek)lere anar.” (Müslim, Zikr, 37.)

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.