Haberin Kapısı
2021-07-11 10:47:40

Mü'minin Korkuları -2 ve Zilhiccenin Son 10 Günü

İbrahim Cücük

11 Temmuz 2021, 10:47

4. Gaflet halinde Azrâîl tarafından ansızın yakalanması korkusu

Mü’mini gaflete götüren cehalet ve günahlardır. Muhâsibî şöyle der: “Günahlar, gafleti; gaflet, kasveti/kalbin katılığını; kasvet, Allah’tan uzaklığı; Allah’tan uzaklık, cehenneme götürür.” (Risâletü’l-Müsterşidîn, s. 218, Dâru’s-Selâm, 2000 Kâhire.)

İmam Ebu Hanife (rh.a.), bir meseleyi çözmede sorun yaşayınca arkadaşlarına “Bu ancak benim işlediğim günah yüzündendir” deyip istiğfar eder, kalkıp namaz kılarmış. Böylece problem olan mesele çözülürmüş. Arkasından da “Tövbemin kabul edildiğini umuyorum” dermiş. Bu durum Fudayl b. Iyâz’a ulaşınca, o da çok ağlamış sonra da şöyle demiş: “Bu durum onun günahının azlığındandır. Ama diğerleri bu gafletten uyanmaz (istiğfara yönelmez)” (A. Kârî, Tabakâtü’l-Hanefiyye, II, 487.)

Kâmil mü’min, her an ölüm meleği Azrâîl (a.s.) gelebilir korkusu içinde bulunduğundan, günahların kişiyi gaflete götürdüğünü bilir, günah işlememeye çalışır, günah işlese bile hemen istiğfara yönelir tövbe eder. Böylece günah işler halinde Azrâîl’e yakalanmaktan korkar da günaha düşmekten sakınır.

5. Dünya ile aldanıp âhiretten gâfil kalması korkusu

Dünya sevgisi, kişiyi günah işlemeye sevk eder veya sâlih amel işlemeye engel olursa dünya onu aldatmış olur. Böylece dünyaya aldanan kişi, âhiretlik amel işleme konusunda gafil davranır. Kâmil mü’min ise dünyanın âhireti kazanmak için verildiğini bilir, dünyayı âhirete vasıta kılar. Böylece dünyayı âhirete vasıta kıldığı için dünya da âhiretten sayılır. Çünkü âlet neye alet olursa o şeyin hükmünü alır. İşte dünyanın âhirete engel olması korkusu, vasıta kılmaya götürür ve âhiretten de gafil olmamış olur.

6. Ehli ve ayâli ile fazlaca ilgilenip Allah Teâlâ’nın zikriyle meşgul olamaması korkusu

Ev ehli ile uğraşmak, görev gereği olursa, bu görevi de İslâmî ölçüler içerisinde yaparsa Allah’ı zikirden sayılır. Allah’ı hatırlatan ve Allah için yapılan her şey zikirdir. Mesele anlayış meselesidir. Evin rızkını kazanırken, ev ehlinin her arzusunu yerine getirmek için gayr-i meşru yollarla kazanırsa işte o zaman Allah’ın rızasını kazanmaya engel olmuş olur. Böyle bir uğraşı ibadet olmaktan çıkar kabahate dönüşür. İslâmî olmayan anlayış İslâmî olmayan davranışa sevk eder. Bu da hem dünyayı hem âhireti sıkıntıya sokar.

Böyle bir korku, mü’mini dünya-âhiret, madde-mana, cesed-ruh dengesini gözetmeye sevk eder. O zaman hem dünya hem âhiret huzuru kazanılır.

Kurban bayramının içinde bulunduğu Zilhicce’nin on günü hakkında birkaç kelime edelim:

ZİLHİCCENİN İLK ON GÜNÜ

Kamerî aylardan olan Zilhicce ayının ilk 10 günü, içerisinde hac ve kurban ibadetinin de yerine getirildiği çok önemli ve bereketli günlerdir.

Bu gün Zilhicce'nin ilk günüdür.

Kur’ân-ı Kerîm’de geçen leyâli aşr’in (Fecr sûresi 89/2.) zilhiccenin bu on günü olduğu ifade edilmiştir. Dahası, Hac sûresinin 28. âyetindeki eyyâm-ı ma’lûmât ile Bakara sûresinin 203. âyetinde geçen eyyâm-ı ma’dûdât’ı da İbn Abbâs hazretleri zilhiccenin ilk on günü ve eyyâm-ı teşrik (kurban bayramı günleri) olarak yorumlamıştır.

Zilhicce ayının ilk on günü hakkında vârid olan hadîs-i şerîfler, bu günlerde yapılacak ibadetlerin, senenin diğer günlerinde yapılacak ibadetlerden üstün olduğunu müjdelemektedir.

Bu hadislerden birinde İbn-i Abbâs (r.anhümâ)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır:

“Başka günlerin hiçbirinde, -zilhiccenin ilk on gününü kastederek- şu günlerde işlenecek amel-i sâlihten, Allah katında, daha sevimli hiçbir amel yoktur.”

“‒Allah uğrunda yapılacak cihad da mı üstün değildir, yâ Rasûlallah?” dediler.

“‒(Evet) Allah yolunda yapılacak cihad da. Ancak malını ve canını tehlikeye atarak cihada çıkan, şehit olup dönmeyen kimsenin cihâdı başka.(O, bundan üstündür)” buyurdular.

(Buhârî, Îdeyn, 11; Ebû Dâvûd, Savm, 61; Tirmizî, Savm, 52; İbni Mâce, Sıyâm, 39).

Bu hadîs-i şerîften öğrendiğimize göre Zilhiccenin ilk on günü yapılacak ibadet ve iyilikler, genel anlamda diğer günlerde yapılan iyilik ve ibadetlerden faziletlidir.

Bugünlerde yapılacak ibadet ve iyiliklerin cihad ile kıyaslanması ve şehit olduğu için geri dönmeyen kimsenin cihadı hariç diğer cihadlardan da faziletli olduğunun bildirilmesi bu günlerin önemini göstermeye yeter gerçekten.

Hadiste “amel-i sâlih” in kullanılmış olması dikkat çekicidir. Aynı zamanda Beytullah’ı ziyaret günleri olan Zilhiccenin ilk on günü namaz, oruç, sadaka ve hac gibi temel ibadetlerin bir araya geldiği günlerdir. Bu sebeple o günlerde yapılacak farzlar, diğer günlerdeki farzlardan, nâfileler de diğer günlerde yapılacak nâfilelerden daha değerlidir. Zilhiccenin ilk on gününün içinde en faziletlisi ise, hiç kuşkusuz, Arefe günüdür.

Hadis-i şerîfteki fazilet, genel olarak bütün ibadetlere şamil olmakla beraber oruç söz konusu olunca bu, zilhiccenin ilk dokuz gününe yöneliktir.

Oruç tutmanın farz olduğu Ramazan ayı dışında Zilhicce ayının ilk dokuz gününde oruç tutmanın faziletine dair çok sayıda rivayet vardır.

Zilhicce ayının ilk on gününün onuncu günü, oruç tutmanın haram olduğu kurban bayramı günüdür (yevmü’n-nahr). Zilhiccenin dokuzuncu günü Arefe günü ile onuncu günü yani Kurban bayramın ilk gününün de dâhil olduğu bayram gümleri yani teşrik günlerinde tekbir, tahmid ve tehliller getirilir.

ZİLHİCCENİN İLK ON GÜNÜNDE ORUÇ TUTMAK

Ebû Katâde (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah Efendimiz’e (s.a.s.) Arefe günü tutulan orucun fazileti soruldu; Rasûlullah:

“‒ Geçmiş bir yılın ve gelecek bir yılın günahlarına kefâret olur” buyurdular.

(Müslim, Sıyâm, 196, 197; Ebû Dâvûd, Savm, 54; Tirmizî, Savm, 48; İbni Mâce, Sıyâm, 40).

Allah Teâlâ, bu kıymetli günleri kıymetli amellerle değerlendirmeye bizleri muvaffak kılsın lütfuyla. Özellikle Arefe gününü oruçlu geçirelim.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.