Ailenin iki temel unsuru olan erkek ve kadın olarak, önce hukukuna riayet ederek Yüce Allah'ı razı edin ki Allah da sizi dünyada da ahirette de razı etsin; sonra da birbirinizin karşılıklı hukukuna riayet edin ki birbirinizi razı edesiniz.
Hedefiniz, Allah’ın âhiretteki rıza evi olan cennete ulaşmak olsun ki dini tatbike muvaffak olasınız ve dünyayı da arkanızdan koştursun Rabbim.
İçinizi düzeltin ki Allah da sizin dışınızı düzeltsin. İçinizin düzelmesi, akl-ı selîm ve kalb-i selîm iledir.
Akl-ı selîm, sahih bilgi ile, kalb-i selîm, doğru iman ve ulvî niyetle, günahlardan ve kötü ahlaktan kurtulup güzel sıfatlarla sıfatlanmakladır.
Sâlih olan erkek ve sâliha olan kadın olarak bu güzel özellikler sizde devam edince, sâlih ve sâliha evladlara sahip olduğunuz zaman, evlatlarınıza karşı sözlerinizi tuz yapın, örnek hallerinizi, iyiliklerinizi ve ahlakınızı un yapın.
İmam Malik (rha) “ilmini tuz yap, edebini un yap” diyerek ne güzel hikmetli söz söylemiştir.
Mutlu olmayı, mutlu etmekte arayın. Zira evlilik, mutlu olma sanatı değil mutlu etme sanatıdır. Mutlu eden, mutlu olur.
Karşındakinde bir hata görünce hemen kendinize bakın, sizdeki hatayı giderin sonra karşıdakinin hatasını affederek, iyi tarafını da görerek ve ifade ederek gidermeye çalışın.
Nasihat dinleyin. Zira “nasihat dinlemeyen, azar işitme isteklisidir” der Sadi-i Şirazî (rha)
Aranızda meydana gelen anlaşmazlıklarda kendi düşüncelerinizi değil İslamî prensipleri hakem edinin.
Her gün belirlediğiniz boş vakitte kısa da olsa ders yapın. Çünkü ailenin eğitimi toplumun eğitimi demektir.
Kalbinizde huzursuzluk hissedince kalbinizi Kur’ân-ı Kerîm okuyarak, Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadîs-i şerîflerde geçen zikirleri yaparak tedavi edin.
Daima şu duayı yapın: “Allahım! Önce beni sâlih-sâliha iyi et ki eşime iyi davranayım.”
Evinize şüpheli kazancı bile sokmayın. Haram kazançta bereket ve sahibinde huzur olmaz.
Zaman zaman evliliğinizi bakıma alınız; haramlara ve mekruhlara karşı ve emirleri terk konusunda fren tutmuyor mu, çeşitli fikirler karşısında kendi düşüncelerinizdeki hassasiyet karşısında balatalar aşınmış mı, akraba ve çevre ile sürtüşmelerde meydana gelen ezikleri ve çizikleri af, müsamaha, af ve özür dileme, ikram etme, hediye verme tamiri ile tamir edin!
Haklı olunca susun, haksız olunca özür dileyin.
Birbirinizi gerçek sevgiyle sevin. Çünkü “gerçek sevgi, iyilik gördüğünde artmayan, kötülük gördüğünde eksilmeyendir” der Yahya b. Muaz (rha)
Birbirinize sevginin ispatı olarak fedakârlık edin. Zira “her şeyin bir tartısı vardır, sevginin tartısı fedakârlıktır. Fedakârlık etmeyenin sevgisine inanılmaz” der Abdülaziz Bekkine (k.s.)
Karşıyı değil kendinizi değiştirin. Yanmayan yakamaz, kendisinde olmayan veremez.
Nefsinize karşı başarılı olmak istiyorsanız, sabredin, zikredin, şükredin, iyilik edin, sadaka verin, dua edin ve dua isteyin.
Münakaşa değil müzakere edin. Münakaşada nefis ve şeytan vardır; müzakerede akıl, bilgi, birbirinize saygı ve şefkatle dinleme vardır.
Kendinize ayırdığınız vakitten eşinize de vakit ayırın. Çünkü eşe vakit ayırmak huzura vakit ayırmaktır.
(Bu nasihatler 15 Eylül 2019 Pazar günü çağrıldığım düğün öncesinde mescidde yazdığım notlardır.)