Erbakan, Milli Nizam Partisi olarak Ortak Pazar'a karşı olduklarını kamuoyuna açıklamış ve büyük bir kampanya başlatmıştı. Yurdun her bölgesinde büyük mitingler düzenleyerek, gizlenen gerçekleri anlatmaya çalışmıştı. Bununla da yetinmeyip bu meseleyi ilk kez meclis gündemine getirmiştir. O zamanlarda Avrupa Topluluğu'nun siyasi birleşme gayesi, Türkiye’de, partililer ve bazı çevrelerce çok daha sıkı bir şekilde gizli tutuluyordu. Erbakan'ın meclisteki açıklamaları, bu sebepten sert tepkilere neden oluyordu.
24 Ocak 1971 tarihinde, Selim Sırrı Tarcan da yapılan Milli Nizam Partisi'nin büyük kongresinden kısa bir süre sonra, Musa Saffet Bayramâşık isimli bir kişi, Süleyman Arif Emre’ye gelerek, Erbakan’la görüşmek ister. Görüşmede Erbakan'a şöyle der:
"Hoca beni, Washington'daki dünya Yahudi liderleri vazifeli olarak size gönderdi. Sizin partinizin gelişmesini dikkatle takip ediyorlar. Onlar Türkiye'de sizin partiniz gibi milletiyle bütünleşebilecek güçlü siyasi bir iktidarın kurulmasını müspet karşılıyorlar. Çünkü böyle olduğu takdirde Türkiye haliyle, İsrail'i komünist Rusya'ya karşı koruyan, araya çekilmiş bir şeddi Çin vazifesini yapmış olacaktı. Ancak sizden çok sağlam bir istekleri var. Siz her konferansınızda, dünya Siyonizm’ine, masonluğa ve onun yan kuruluşları olan lions ve rotary kulüplerine çatıyorsunuz. Bundan liderler son derece rahatsız oluyorlar. Bu aleyhteki kampanyadan vazgeçmenizi istiyorlar. Aksi halde partinizin siyasi hayatına son vermek zorunda kalacaklar.’’ Der. Erbakan cevap olarak:
"Mademki bizim iktidar olmamız onların arzu ettiği bir şey, o halde hissi sebeplere kapılmayıp, bizim konuşmalarımızı müsamaha ile karşılamaları gerekir. Böyle bir şeye katlanmaları, sonunu da temin edecekleri yarar karşısında, önemsiz bir fedakârlık olur." Cevabını verince, Musa Saffet Bayramâşık’ta
‘’ Hayır, kesinlikle bu tür konuşmaları istemiyorlar.’’ Der. Bunu üzerine Erbakan;
‘’Diyelim ki bundan sonra bu konulara hiç girmeyeceğiz. Bu onlara yetmez mi?’’ Musa Saffet Bayramâşık;
"Hayır, yetmez, daha önceki konuşmaları tekzip edecek şekilde onların istediği mahiyette açıklamalar yapmanız lâzım."
Erbakan, Amerika'daki Siyonist liderlerin istediklerini yerine getirmemişti.
1969'da AP'nin tek başına iktidara gelmesinin ardından, başlayan şiddet ve terör olayları, 1970'lerde hızla artarak 1971'de sokak hareketlerine dönüşmeye başlamıştı. Ordu, 12 Mart 1971'de Demirel hükümetine bir muhtıra verir. Bunun üzerine Demirel istifa eder. Parlamento fesih edilmemiş, partiler kapatılmamıştır. Ancak koşullar ve şartlar çok değişmişti. Askerler bir teknokrat hükümeti istiyorlardı. Eğer böyle bir tarafsız başbakan Meclis içinden çıkar da güvenoyu alırsa, sorun kalmazdı. Bunun için tarafsız bir milletvekili aranmaya başlandı. CHP Kocaeli milletvekili Nihat Erim ismi üzerinde anlaşıldı. 26 Mart günü CHP'den istifa etti. Böylece artık bağımsız başbakan olan Erim "partiler üstü reform Hükümeti”ni kurdu.
Milli Nizam Partisi çalışmalarına devam ediyordu. 12 Mart Askeri Müdahalesi olduktan sonra, anayasada değişiklikler yapılmaya başlanmıştı. Erbakan fırsat bu fırsattır diyerek, fikir suçlarını cezalandıran 163. maddeyi ele alarak, zor kullanılmadıkça fikirlerin açıklanmasının suç sayılamayacağını öngören bir değişiklik önergesi hazırlar. Komisyonda söz alarak savunmasını da yapar. Ama bu önergeler Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi oylarıyla tamamen reddedilir.
Bu olaylardan sonra bir kısım basında çıkan haberler üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hikmet Gündüz, laikliğe aykırı faaliyette bulunduğu gerekçesiyle Milli Nizam Partisi'nin kapatılması isteyerek, Anayasa Mahkemesi'nde dava açar. 4 Mart 1971 tarihi itibari ile Milli Nizam Partisinin, Çeşitli il ve İlçelerde kuruluş ve açılış toplantılarında yapmış olduğu konuşmaları, laikliğe aykırı faaliyetten dolayı, kapatma davası açmıştı. Savcı partiye veya partililere hiçbir tebligatta bulunmayarak, Anayasa Mahkemesi de duruşma yapmadan evrak üzerinde karar vererek, 20 Mayıs 1971’de Milli Nizam Partisi'ni kapatır. Milli Nizam Partisi, sadece 15 ay yaşar.
Partisinin kapatılması kendisini çok üzdüğü için Prof. Dr. Necmettin Erbakan bir kalp rahatsızlığı geçirir. Doktorların önerisi üzerine, İsviçre’nin Zürih şehrine gidip burada yaklaşık iki buçuk ay tedavi görmeye başlar. Bu tedavi süresince de rahat durmaz ‘’Tek Nizam’’ adı altında yurt dışı itibari ile gazete çıkarmaya çalışır. Zürih’te bulunduğu sıralar Hava Kuvvetleri komutanı Orgeneral Muhsin Batur ve Turgut Sunalp Erbakan’ı ziyaret ederler. Erbakan’a yeniden Parti Kurduğu takdirde kapatmayacaklarına dair güvence verirler. O sıralar bazı basın ve kanaat önderleri Erbakan’dan övgüyle söz ederken İsmet İnönü de;
"-Bu memleket bir tane adam yetiştirdi. O da dinci çıktı." der.