”Almanya milli sanayisini kurar da Türkiye millî sanayisini kuramaz mı’’ diyerek, 200 ortaklı Gümüş Motor A.Ş.’i kurmak için harekete geçer.
Doçent Dr. Necmettin Erbakan, 1 Temmuz 1956 yılında, Gümüş Motor şirketini, büyük yankılar uyandırarak, ihtişamla açar. Tarımsal sulamada kullanılan 5–15 beygir gücünde motor ve pompaları üretmek üzere kurduğu bu fabrikanın açılışına, ilim irfan sahibi olan ve Türkiye'nin sanayileşmesini çok arzulayıp tavsiye eden Mehmet Zahit Kotku Efendi’de katılmıştı.
Erbakan'ın kurduğu Gümüş Motor Fabrikası seri imalata 1 Mart l960 tarihinde başlar. Bugün Pancar Motor adı altında çalışan fabrikanın oluşumunu başlatmıştı. Kırk dört dönümlük arazi üzerine kurulan Fabrikada 850 işçi çalıştırmaktaydı. Yılda % 100 yerli 5000 dizel motoru yapabilecek kapasitesi bulunmaktaydı.
Doçent Dr. Necmettin Erbakan Asistanlığı döneminde İstanbul Teknik Üniversitesi Motor Laboratuarında ürettiği 250 parçadan oluşan % 100 yerli ilk su motorlarını yapmıştı. Bu motorların, bu fabrikada seri imalatına başlamışlardı. Piyasaya verilen bu motorları kullanan 003 şase numaralı ilk yerli motorun sahibi Himmet Cente’ye sorduğumuzda;
‘’Fabrika yetkilileri, ‘onu bize ver sana iki tane gıcır gıcır motor verelim’, diyorlar. Ama ben asla motorumdan vazgeçmem. Erbakan Hoca, gerçekten bu motorda bir sanat yapmış. Bir haftadır durmaksızın çalıştır. Hiçbir şey olmuyor ‘’ der. Yine Balıkesirli çiftçi Mehmet Dingaz ise;
‘’Yazın şeftali bahçesini 016 şase numaralı motorumla suluyorum. Ona yağmurlama sistemi bağlıyorum. Bir hafta aralıksız çalışıyor. Ondan asla vazgeçmem’’ diyor.
Dönemin Başbakanı Rahmetli Adnan Menderes, 1960 yılı başlarında Pancar Motor fabrikasını gezerken:
“ Ben de çiftçiyim, buna benzer motorları kendim kullandım. Bunun ne kadar büyük bir adım olduğunu çok iyi biliyorum. Türkiye de bunların yapılabileceğini görmek, beni son derece memnun etmiştir. Keşke ben bu fabrikayı 1960’da değil de, 1950’de görseydim. O takdirde Sümerbank’ın birçok fabrikalarını özel sektöre satar, oradan aldığım para ile Türkiye de Ağır Sanayi fabrikalarını kurardım” diyerek duygularını dile getirmiş ve Erbakan’a tebrik ve takdirlerini iletmişti. Menderes ayrıca, fabrikanın ihtiyacı olan 1.300.000 Dolar’lık dövizi de hiç bekletmeden, bir gün içinde tahsis ettirmiştir.
Demokrat Parti’nin Menderes Hükümetleri, İnönü’nün başlattığı ABD yanlısı politikalarını daha da geliştirmişti. Müslümanlara müsamahakâr davrandıkları ve kısmen de olsa Milli bir çizgiye kayma eğilimine sebep oldukları bahanesiyle başta ABD olmak üzere, Siyonist ve masonik çevrelerce yalnızlığa itiliyordu. Bu nedenle 1959’da tüm dış krediler kesilmişti. Hükümet çaresizlik içerisinde kalmış, enflasyon üç haneli rakamlara çıkmıştı. Zamlar ve yokluklar da peş peşe gelmeye başlamıştı. Bu durumu fırsat bilen muhalefetteki CHP, derin güçlerin de tahrik ve teşvikiyle, halkı ve gençliği kışkırtıyordu. İktidar ise sert tedbirlerle olayları önlemeye çalışıyordu. Ve nihayet ordu, bazı solcu gurupları ve aydınları da arkasına alarak 27 Mart 1960’ta yönetime el koyar.
Milli Birlik Komitesi’nin 1 sayılı kararıyla TBMM feshedilir. TBMM’nin bütün hak ve yetkileri Milli Birlik Komitesi’ne devredilir. Demokrat Partisinin Milletvekilleri tutuklanmış, ‘’Yüksek Adalet Divanı’’ adı altında Yassı ada da bir mahkeme kurulmuştur. 27 No’lu tebliğ ile Cemal Gürsel’in Başbakanlığı’nda 3 asker ve 14 sivilden oluşan MBK Hükümeti kurulmuştu.
Devam Edecek...