Milli Nizam Partisi, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmış, ancak parti yöneticileri hakkında herhangi bir ceza davası ve siyasi yasak getirilmemişti. 3 MNP Milletvekili, bağımsız olarak yine meclisteydi. Aradan geçen bir buçuk seneden sonra Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Ülkesinin Milli Görüşe olan ihtiyacının devam ettiğini ve ülke için Milli görüşün tek kurtuluş yolu olduğunu bildiği için, yeniden parti kurma hazırlıklarına başlar.
Siyasi Partiler yasasının 111. Madde’sine göre “bir siyasi partinin kapatılmasına sebep olan parti üyeleri, kapatılma kararından itibaren 5 yıl süre ile hiçbir siyasi partiye giremezler” engelini, yine kanuni yöntemler ve gerekçelerle deliveren Erbakan Hoca, MNP’nin kurucularından pek çoğunu MSP’nin kurucu üyesi yapmıştı. Ancak bir tedbir açısından MSP Genel Başkanlığına Süleyman Arif Emre getirilmiş, kendisi de genel kurulunun seçtiği 5 kişilik kontenjandan yararlanarak partiye girmişti.
Milli Nizam Partisi döneminde, Basın ve yayın kuruluşları partiyi yok saymakta ve mesajlarını topluma aktarmamaktadırlar. Aleyhte çıkan haber ve yorumlara cevap verilememektedir. Milli görüş siyasi hareketin, düşüncelerini anlatabilecek bir gazeteye ihtiyaç vardır. Prof. Dr. Necmettin Erbakan bu amaçla Hasan Aksay’ya görev verir. İstanbul Cağaloğlu’nda kiralık bir binada, 7 Ağustos 1972 tarihinde 500 Bin lira sermaye ile Yeni Neşriyat A.Ş. kurulur ve bu Şirket tarafından ‘’Milli Gazete’’ çıkarılmaya başlar. 1978 yılında Topkapı’da kendi binasında, Milsan Basın San. A.Ş. tesislerini kurarak, yayın hayatına buradan devam eder. Türkiye’nin sayılı matbaaları arasına girer.1999 yılında Sefaköy’deki 40.000 m2’lik kendi arsasındaki binasına taşınır. Halen kendi yeri ve binasında ‘’Önce Ahlak ve Maneviyat’’ yayın ilkesiyle, Logosunda yayın hayatına çıktığı günden beri ‘’Hak geldi batıl zail oldu’’ ayetiyle yayınını sürdürmektedir.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Hüsamettin Akmumcu ve Hüseyin Abbas, 17 Mayıs 1973’te resmen MSP’ ye girmişlerdi. 2 Temmuz 1973’te ise, 13’ü albay, yüksek rütbeli 20 emekli subay MSP’ ye katılmışlardı. Milli Selamet Partisi ismiyle siyasi hayata yeniden devam etmeye başlayan Milli Görüş Lideri, Türkiye’yi il ilçe demeden pek çok sıkıntılara rağmen insanlara ulaşmaya çalışarak davasını anlatır. 14 Ekim 1973 seçimlerine, Süleyman Arif Emre’nin Genel Başkanlığında girilmiştir. Seçimlerde, önemli bir başarı sağlanarak %12 oy oranıyla 48 milletvekili ve 3 senatör kazanılmıştı. Seçimlerden hemen sonra 20 Ekim 1973 tarihinde, Ankara Sümer Sokaktaki MSP binasında, yapılan Genel İdare Kurulu toplantısında, Erbakan Hoca Genel Başkanlığa seçilir. O sıralar Erbakan’ı istemeyenler, Süleyman Arif Emre’nin bu makamda kalmasını ve kendi hesapları açısından Erbakan’ın dışlanmasını uygun görenlerin, hevesleri de böylece kursaklarında kalmış oluyordu.
Seçim sonuçları oluşan Meclis aritmetiği bir koalisyonu zorunlu kılıyordu. CHP 146 milletvekili kazanarak birinci olduğu için Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk hükümeti kurma görevini Bülent Ecevit'e verir. Bunun üzerine Ecevit parti liderleriyle görüşmeye başlar. 3 Kasım günü Erbakan Hoca ile de görüşür. Ancak Erbakan Hoca Genel İdare Kurulu, Meclis gurubu ve il başkanlarıyla istişare yaptıktan sonra Ecevit'e hayır der. Erbakan'ın arzusu Demirel'le hükümet kurmak idi. Ancak Demirel milletin kendisine muhalefet görevi verdiğini söyleyip, hükümet kurmaya yanaşmıyordu. Erbakan, Ecevit'in ilk hükümet kurma teklifini reddettikten sonra, Meclis'ten bir hükümet çıkması ihtimali çıkmaza girmişti. Siyaset arenasında, üç buçuk ay sürecek olan hükümet buhranı, böylece başlamıştı.
Bu hükümet bunalımı devam ederken, 9 Aralık 1973te yapılan yerel seçimlerde MSP, bütün şer güçlerin korkunç saldırıları, halkı aldatmaları ve hatta korkutmaları karşısında istediği başarıyı sağlayamıyordu. Seçimde, oy oranları %12’den %5.12lere düşüyordu. CHP % 5, AP ise % 4 oranında oylarını artırmıştı. Bu şartlarda erken genel seçim, MSP için, hiç arzu edilmeyen sonuçlar doğurabilirdi. Milletvekilleri ve Genel İdare Kurulu Üyeleri, geç de olsa bu gerçeği anladılar ve CHP-MSP koalisyonuna kerhen de olsa razı oldular. Ve uzun süren görüşmeler ve tartışmalar sonucu, nihayet 25 Ocak 1974’te her iki partinin, birlikte hazırladığı hükümet protokolünü imzaladılar. Böylece koalisyon protokol çalışmaları, hükümet programı ve bakanlıkların taksimatı hazırlıkları başlatılmış, CHP-MSP hükümeti 26 Ocak 1974 tarihinde kurulmuştur. 1 Şubat 1974'de hükümet programı Millet Meclisi'nde, Cumhuriyet senatosunda okunarak, bilahare müzakere edilmiş ve koalisyon hükümeti güvenoyu almıştı. MSP’den sadece Bursa Milletvekili Dr. Emin Acar ‘’Hayır’’ oyu kullanmıştı. Güvenoyu alan Hükümetteki Bakanlıklardan Başbakanlık dâhil 17 bakanlık CHP'ne 7 bakanlık MSP’ ne verilmişti. MSP’nin almış olduğu bakanlıklar şunlardı:
Devlet Bakanı ve Başbakan Yrd. Prof. Dr. Necmettin Erbakan,
Devlet Bakanı S. Arif Emre,
Adalet Bakanı Şevket Kazan,
İçişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk,
Ticaret Bakanı Fehim Adak,
Tarım Bakanı Korkut Özal,
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Abdülkerim Doğru.
Bu adımlarla Erbakan, davası uğrundaki mücadelesini Başbakan Yardımcılığı basamağında hizmet için yeniden harekete geçiriyordu. MSP-CHP Koalisyonu’nu Necip Fazıl Kısakürek (Milli Gazetede 03.02.1974) şöyle değerlendiriyordu:
“-Milli Selamet Partisi her şeyden önce, davasını gerçekleştirme yolunda puthane ile havra arasında tercihini yapmak zorundaydı. Halk Partisi’nin son şekil değiştirmesini hesaba katarak, doğru bir karar vermiş, havranın daima havra kalacağı, puthanenin ise belki yavaş yavaş dalalet komasından çıkacağı, hiç olmazsa bu yenilik ve demokratiklik gayretiyle dindarları dışlamak taassubunu bırakacağı ümidiyle MSP tercih ve tayinini hatasız yerine getirmiştir.”
Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Başbakan yardımcılığı görevleri dönemlerinde, çalışma arkadaşları ile birlikte çok önemli hizmetlere imza attı. Hakkı müdafaa etmeyi, milletin maddi ve manevi bakımdan menfaatlerini korumayı önemli bir görev kabul etti. Maddi yönden kalkınmış toplumların manen kalkınmadıkları için çökmeye mahkûm olacakları gerçeğini çok iyi idrak eden Erbakan;
"Önce ahlak ve maneviyat' diyerek yola çıktığı için, bu sahada önemli hizmetlere imza atmayı, Ecevit’e rağmen başarmıştı.
İmam Hatip Okullarının, Elli iki tanesi Süleyman Demirel hükümeti tarafından kapatılmıştı. Orta kısımlar da dâhil 300 tane İmam-Hatip Okulu ve 3 adet olan Yüksek İslam Enstitüsüne ilaveten 10 adet daha okulun açılmasıydı.
Altı Bin İmam Hatip kadrosu verilmiş, İmam Hatip Okulu mezunlarının üniversitelere girmelerini sağlanmıştı. İmam Hatip çıkışlı yüz binlerce inançlı, Ahlaklı, Faziletli dürüst insan, doktor, avukat, mühendis, polis, öğretmen, memleket ve milletine hizmet etme imkânı bulmuştur. İmam-Hatip Okulu mezunu öğretmenlerin ilkokullarda Din ve Ahlak dersi öğretmeni olmalarının sağlanmıştır.
Bütün okullara Din ve Ahlak dersi mecburiyeti konulmuş ve bu Din ve Ahlak derslerinin Ortaokul ve Liselerde ilahiyat mezunlarınca okutulması talimle şart koşulmuştur.
1976–1977 ders yılı başından itibaren ilk, orta ve liselerde bütün ders kitaplarının yeniden yazılmasının Bakanlar Kurulunca karara bağlanmıştır.
Mısır, Suudi Arabistan Libya, Pakistan’da İslami ilimler okuyan öğrencilerin diplomaları Türkiye'de de geçerli sayılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu Hanedanları’nın, Türkiye’ye dönüşlerine izin verilmiştir.
Hacca gitme sınırlarının kaldırılmıştır.
Karaköy Meydanındaki güzel İstanbul heykeli kaldırılmıştır
Basın ve yayınlarda müstehcen ve ahlaka aykırı neşriyatların kanunen kontrol edilmesi ve Adalet ve İçişleri Bakanlıklarınca kanunların ciddiyetle uygulanmıştır.
Vakıf mallarının yağmalanmasına son verilmesi, vakıflarca 500'e yakın cami'nin yeniden restore edilmesi, vakıf gelirlerinin üç-dört misline çıkarılması, vakıf aşevlerinden yedirilen yoksulların sayısının artırılması ve 5000’e kadar âmâ sakat ve sahipsiz insana vakıflardan maaş bağlanmıştır.
Risale-i Nur gibi Dini, İlmi ve Ahlaki eserlerin okutulmasına konulan yasaklar kaldırılmıştır.
Kur-an Kurslarının yapılması, yaşatılması için Cumhuriyet tarihinde ilk defa bütçeden ödenek ayrılmış ve 3000'den fazla Kur-an Kursu açılmıştır.
Binlerce fahri olarak görev yapan din görevlisine kadro verilmiştir.
İstiklâl harbi gazilerine, maaş bağlanmıştır.
Emekli işçilerin eş ve çocuklarının sigorta kapsamına alınmıştır.
Çalışan işçilerin ana babaları sigortalı sayılmıştır.
Asgari ücret geçim indirimi kanun teklifi uygulamaya geçirilmiştir. Mukaddesata sövenlere ceza kanunu çıkarılmıştır.
Çıraklık ve kalfalık kanunun hayata geçirilmiştir.
Muhtarlara maaş bağlanmıştır.
Pahalılığı önlemek için faizin masrafa yazılmaması uygulamaya konulmuştur.
Doğu Anadolu'da görev yapanlara, yakacak yardımı maaşlarına eklenmiştir.
Küçük çiftçi ve balıkçıların vergi muafiyeti sınırı yukarı alınmıştır.
Yabancı ülkelerde çalışan işçilerin askerliklerinin 29 yaşına kadar uzatılmıştır.
Ev hanımı olan kadınların ve özel ev hizmetinde çalışanların sigorta kapsamına alınmıştır.
Tarım ve Orman işçilerinin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamına alınmıştır.
Yurtdışında çalışan işçilerin sosyal haklarıyla, Türkiye içindeki hizmetlerini birleştirilebilme imkânı sağlanmıştır.
Yurtdışındaki işçi çocuklarının okul diplomalarının yurt içinde geçerli sayılmıştır.
65 yaşını dolduran düşkünlere maaş bağlanmıştır.
Dul ve yetimlere maaş bağlanmıştır.
MSP'nin hükümet ortağı olduğu dönemde başörtüsü zulmüne mani olması ve bu sebeple hiç bir kız öğrenciye zulüm yapılmamıştır.
MSP-CHP koalisyonu döneminde Milli Eğitim Bakanlığı CHP'ye verilmişti. Bakan Mustafa Üstündağ, tarafından başörtüsü ile okullara girilmesini yasaklayan bir genelge yazılıyordu. Ancak bu genelgeyi haber alan Erbakan harekete geçiyor ve genelgenin uygulanmasını durdurtuyordu.