2. Örnekleri izleyerek
Bütün örneklerin de örneği olan Hz. Peygamber (s.a.s.)’i izlemek, ne yapmışsa onu yapmak ve neyi terk etmişse onu terk etmektir. Hz. Peygamber’i izlemek, namaz kıldığı gibi namaz kılmak; bize tarif ettiği gibi oruç tutmak, haccı gibi ve bize hacla ilgili tasvip ettiği gibi haccetmek, zikrettiği gibi zikretmek, okuduğu gibi Kur’ân okumaktır.
Bizler için gerçek manada örneklerden istifade, hayatta olanlardan istifade etmekle gerçekleşir. Şu muhakkaktır ki, örnekleri örnek alırken, mutlak örnek olan Hz. Peygamber (s.a.s.)’i kendimize ölçü alacağız. İzlemek, adım adım takip etmek, yaptığını yapmak, nasihatlerini dinlemek, ahlakıyla ahlaklanmaktır.
3. Örnekleri örnek alarak
Örneklerden örnek almak, tercihlerini tercih etmek, karşı olduğuna karşı olmak, taraf olduğuna taraf olmak, dost olduğuna dost, düşman olduğuna da düşman olmaktır.
Mesela, Sahabeden birisi Mescid-i Nebevîye aydınlatma ile ilgili bir alet getirir, Sahabe kızar, biraz sonra Peygamberimiz gelir, bakar tasvip edip beğenir.
Bundan şu çıkarılmıştır:
İslam’ın ve Müslümanların maslahatına olan şeyler güzeldir. Bu tasvip, binlerce şeylerle ilgili bir örnektir. İşte Hz. Peygamber böyle örnek alınır.
Diğer bir misal, ezan okununca Peygamber Efendimiz evdeki dünya işini bırakır hemen mescide girerdi.
Bu uygulamadan da şu çıkarılmıştır:
Dünya ile âhiret karşı karşıya gelince âhiret dünyaya tercih edilir, âhiret alınır dünya terk edilir. Dünya, âhirete vasıta ise önem verilir, engelse terk edilir.
Diğer örnek kişileri örnek almak ise mutlak örnek olan Hz. Peygamber (s.a.s.)’e uyduğu müddetçe ve Hz. Peygamber (s.a.s.)’in örnekliğindeki çıkan kaidelere göre hareket ettiği müddetçe örnek edinilir.
4. Örneklerin nasihatlerine, tavsiyelerine ve öğütlerine kulak vererek
İlim, tecrübe ve basîret sahibi örnek insanlar, Müslümanlar için büyük bir nimet ve önemli bir değerdir.
Nimetin kadri bilinir ve değerlere değer verilince Allah da o kimselere ve o toplumlara değer verir, sevindirir ve sevdirir.
Bu nimetin kadri, nasihatlerini tutmak, öğütlerine kulak vermek ve gereğiyle amel etmektir.
Örnek insanların hem halleri hem sözleri öğüttür. Halin öğüdü ise sözün öğüdünden daha tesirlidir.
Sözlerinin tesiri, halleri ile sözleri birbirine zıt olmadığındandır.
“Nasihatçisi olmayan ve nasihati sevmeyen kavimde hayır yoktur.”
Hz. Ömer (r.a.)
“Nasihat dinlemeyen azar işitme isteklisidir.”
Şeyh Sadi-i Şirâzî