يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ لِغَدٍۚ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ خَب۪يرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ .
“Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”
(Haşr sûresi, 59/18.)
Âyet-i kerîmedeki birinci “Allah’tan korkun” ifadesi, yasaklardan kendinizi koruyun; ikinci “Allah’tan korkun” ifadesi, emirleri terkten kendinizi koruyun demektir.
Evet, yarın bugünle kazanılmaktadır. Bugünü nasıl değerlendireceğiz ki yarın kazanılsın?
Bize gereken; dünü öğrenmek, nerede hata etmiştik diye, dünü değerlendirirken ne yaparak değerlendirmiştik diye ibret almak; bugünü de doğru ve isabetli plan yapıp planı uygulamaktır.
Yarın, sonsuz olan âhirettir; bugün, sonlu olan dünya ömrümüzdür.
Ne büyük nimettir ki sonlu ile sonsuz kazanılmaktadır.
Fânî olan ile bâkî olan kazanılıyor.
“Fânîyi verip bâkîyi almak, kırık çömlek parçasını verip hazine almaya benzer.”
(İmam-ı Rabbânî k.s.)
Öyle ise bugün ne yapmalıyız?
1. Bize lazım olan faydalı ve lazım olan ilimde ilerlemek
Neden ilim?
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Bil ki, Allah’tan başka ilah yoktur.”
(Muhammed sûresi, 47/19.)
Âyet-i kerimede önce "bil" emri yani ilim sonra da tevhîd gelmiştir. İlim imandan öncedir. Allah’ı bilmeyenin imanı da ameli de olmaz.
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“(Uygulanması ve terk edilmesi farz olanın) ilmi(ni) talep etmek her (erkek ve kadın) Müslümana farzdır.”
(İbn Mâce, Mukaddime, 17.)
İtikâdî ve amelî helalleri ve haramları bilmek farzdır.
2. Allah’ın razı olduğu ve Rasûlullah’ın beğendiği sâlih amel.
Neden salih amel?
Amel sâlih olmazsa, kabul olmaz.
Sâlih amel, imana ve sünnete uygun ihlaslı ameldir.
Salih ameller:
Sırf Allah için amel etmek niyetiyle ilim öğrenmek ve öğretmek; huşulu ve huzurlu namaz; kalbi ve malı temizleyen, fakirle zengin arası köprüyü sağlayan zekât; bütün organlara tutturularak nefsi terbiye eden oruç; hem şahsî kemali sağlayan hem İslam birliğinin kongresi konumunda olan hac; kardeşliğin gereğini yapmak, kurban kesmek, sadaka-i cariye, salih evlad yetiştirmek, mescid-i nebî konumunda olan cami hizmetinde bulunmak, insanlar arasını düzeltmek.