1. Kendimizi tanımak
2. İnsanları tanımak
3. Kendimizi yenmek
4. Başkasını yenmek
1. Kendimizi tanımak
a) İdeal ile kıyas ederek, realite ile tartarak
Bu konuda dikkat etmemiz gereken, ideali unutmamak realiteyi inkâr etmemektir. İdeal, yol gösterir ulaşamazsan bile. Kişi ileriye bakınca geride olduğunu görür, geriye bakarsa ileride olduğunu zanneder. Realite acı bir gerçektir. İnsan, zaman ve imkân realitesini düşünerek plan ve program yapmalıdır.
“İdeal denen şey bir yıldıza benzer; ona hiçbir zaman yetişilemez. Ama tıpkı denizcilere olduğu gibi, bize de yolumuzu gösteren odur.”
Carl Schutz
“Hayvan hür değildir, çünkü arzularının esiridir. İnsan hürdür, çünkü arzusuna göre değil, idealine göre seçer; seçmekte hürdür; fakat bir kere seçtikten sonra, hürriyetini idealinin emrine verir.”
Peyami Safa
b) Başkalarının bizim hakkımızdaki tespitlerinden istifade ederek
Başkaları âdil olurlarsa bizim hakkımızda doğru olanı söylerler. Bizim için bu tespitler altın değerindedir. Bu tespitlerin isabetlilik oranı tespit edenlerin ilmî, meslekî, ahlâkî ve vicdânî seviyeleri oranındadır. En az üç kişi olmalıdır. Farklı yönden bakabilenler farklı tespitlerde bulunabilirler.
c. Başkalarının takdir ve tenkitlerinden istifade ederek
Takdir, teşvike sebep olur. Sadece takdir tehlikelidir. Yanlışımızı görmemize engel olabilir. Sırf tenkit de azmi kırar. İnsan tenkit edin der ama yine de beklediği takdirdir.
“Sana ilim öğreten arkadaş, her karşılaştığında eline bir altın veren arkadaştan daha faydalıdır.”
Cemil Sena Ongun
“Tenkitler ve fikirler büyük ruhlu insanları besler ve kuvvetlendirir, küçük insanları ise öfkelendirir.”
Napolyon
“Bir kimsenin beni yüzüme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lâzımdır.”
Bismarck
“Benim için önemli olan, eleştiricinin doğru dürüst biri olup olmadığıdır; beni ister övsün ister yersin.”
Goethe
“Nasihati sevmeyen ve nasihatçisi olmayan kavimde hayır yoktur.”
Hz. Ömer (r.a.)
Önce araştırmak sonra eleştirmek edebine dikkat etmek gerekir.
d) Ne idim veya ne idik, ne oldum veya ne olduk, ne olmam veya ne olmamız lâzım sorularına cevabı tefekkür ederek tanımak
Şahıs olarak, kurum olarak ne idik geçmişte, şimdi ne olduk, bizim ilerisi için hedefimiz nedir? İşte bu sorulara doğru bilgi ile cevap vermek gerekir. Yanlış bilgi yanlış hükme götürür. Bu sorulara cevap verme gerekliliği daha ziyade tedbirli ve ihtiyatlı olmanın gereğidir. Bu tedbirli ve ihtiyatlı olma, kişiden ziyade kurumun hali durumuna yükselmelidir.
“Bir kişinin aldığı tedbir, tek bir kişinin gücü gibidir. İki kişinin aldığı tedbir, iki kişinin gücü gibidir.”
Nizâmülmülk
“İhtiyatla desteklenmeyen cesaret, beş para etmez.”
W. Shakespeare
Dünü öğrenmenin faydası, bugünkü insanlara çatmak için değil ibret almak, aynı hataya düşmemek, başarılı olunmuşsa daha başarılı olmak için azmetmek ve hatta eskilerin başarılarını eksik görmektir. Zaten bir kişi veya bir kurum eski hali beğenmiyorsa ilerliyor demektir.
“Dünle bugün arasında kavga edersek yarını da kaybederiz.”
Emerson
2. İnsanları tanımak
İnsanları tanımak kendimizi tanımak için olmalıdır. İnsanları, ben insanlardan hangisine benziyorum diye tanımalıdır.
“Rastladığım herkes bir bakıma benden üstündür ve ben böylece herkesten bir şey öğrenirim.”
Emerson
“İyi insan, niteliklerinin başkaları tarafından fark edilemeyişine değil; başkalarının niteliklerini fark edemeyişine üzülür.”
Konfüçyüs
“Üç çeşit insan vardır: Bilgisever, ünsever ve parasever insan.”
Eflatun
“İnsanlar balık gibidir: Balık, sudan çıkınca; insan da insanlıktan çıkınca ölür.”
Yugoslav Atasözü
a) Büyük insan
Büyük insan, hedefi, değer hükümleri, ahlâkı, sorumluluk anlayışı ve gayreti büyükse büyüktür.
“İnsanın büyüğü, en yüksek mevkide iken tevazu gösteren, kudret sahibi iken affeden ve kuvvetli olduğu vakit adaletle hareket edendir.”
Abdülmelik b. Mervan
“Gerçekten büyük olmayan büyük adamlar, çevrelerini küçük adamlarla doldururlar.”
Reich
“Büyük bir insan, büyüklüğünü kendisinden küçük insanlara karşı muamelelerinde gösterir.”
Thomas Carlyle
b) Normal insan
“Bilgi, büyük insanı mütevazı yapar, normal adamı şaşırtır, küçük insanı kibirlendirir.”
Molla Câmî
c) Küçük insan
Küçük insan, küçüktür ama kendisini daima büyük görür, tenkitleri kabul etmez, yalnızken farklı toplum içinde iken farklı davranır. Yerilmekten ziyade övülmeyi tercih eder.
Küçük insana yaklaşıldıkça daha küçük olduğu görülür, büyük insana yaklaşıldıkça daha büyük olduğu görülür. Çünkü büyük insanın içi dışından büyüktür, küçük insanın ise dışı içinden büyüktür. Küçük insan bulunduğu makamla yükselmiştir, büyük insan ise makam o kişi ile yükselmiştir.
“Gerçek insan görevini, küçük insan çıkarını düşünür.”
King Dize
3. Kendimizi yenmek
“Başkasını bilmek ilimdir, kendisini bilmek irfandır, başkasını yenmek kuvvettir, kendini yenmek kudrettir.”
a) Cehaletimizi ve egoistliğimizi yenmek
Cehaleti yenmek ilimle, egoistliği yenmek irfanladır.
“Oğlum! İlim öğreniniz. Eğer efendi iseniz, emsalinizi geçersiniz. Eğer efendi değilseniz, efendi olursunuz. Eğer sıradan bir adamsanız, onunla yaşarsınız.”
Abdülmelik b. Mervân
“İlim, öğrenilen değil yaşanandır. Yaşanmayan ilim, geçmeyen para gibidir.”
İmam Şâfii
b) Yalnızlığımızı yenmek
Doğrular şahıslara veya kuruma mal olmuşsa yalnız değiliz demektir. Doğruları hazmetmek uyumla gerçekleşir.
“Birlik içinde eriyen, her işde muvaffak olur.”
Çin Atasözü
“Uyum, küçük şeylerin büyümesine sebep olur. Onun eksikliği ise büyük şeyleri yok eder.”
Crispus Sallustius
c) Ümitsizliğimizi yenmek
Ümitsizliği birlik, uyum, değerlere değer vermek, değerlileri doğru yerde isdihdam etmek, aykırı fikirleri dinlemek, küçük de olsa başarı, başarılı olan prensipler yener.
“Umut, uyanık adamın rüyasıdır.”
Aristoteles
“Ye’s öyle bataktır ki, düşersen boğulursun,
Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun…”
M. Akif Ersoy
“Bir gün her şeyin daha iyi olacağını düşünmek, umudumuz; bugün her şeyin iyi olduğunu düşünmek, yanılgımızdır.”
Voltaire
d) Kararsızlığımızı yenmek
Kararsızlığı yenecek olan, doğru bilgi, ümitlilik, ehliyetlilerin varlığı, doğru alınmış kararlara saygı, yanlış kararlardan dönmektir.
“Küçük kararları akıl ile; büyük kararları ise kalp ile almak gerekir.”
H. Jackson Brows
“Dünyadaki üzüntünün yarısına sebep, insanların bir kararın dayanacağı bilgiye sahip olmadan karar vermeye teşebbüs etmeleridir.”
Dale Carneige
“Kızgınken karar vermek, fırtınalı havada yelken açmak gibidir.”
Euripides
e) Şaşkınlığımızı yenmek
Şaşkınlık bilgisizlik, kararsızlık, güvensizlik, ümitsizlik ve acizlikten kaynaklanır.
Bunların çaresi ise, faydalı ve lâzım olan bilgi, alınan karara -özellikle karşı çıktığı karara- ilk uyan olmak, ekibine, alınan karara, sahip olduğu çizgiye güvenmek, müslümana yakışanın ancak ümitlilik ve bize düşeni yaptıktan sonra her şeye kâdir olan Allah’a dayanmak ve mümkün olanda âcizliğin ve sızlanmanın câiz olmadığı, mümkün olmayanda bile ye’se düşülmemesi gerektiğine inanmaktır.
4. Başkasını yenmek
Başkasını yenmek için önce onları bilmek, kavramak ve tanımak gerekir:
a) Hedeflerini, yollarını, prensiplerini bilmek,
b) Farklılıklarını, zaaflarını, başarılı yönlerini kavramak,
c) Yalnızken ve toplum içinde iken ne yaptıklarını gözlemleyerek tanımak.
Bunları anlamanın maksadı; iyi ise istifade etmek, yanlış ise onlardan kendimizi korumak ve onlara nasıl davranacağımızı bilmektir.
Başkalarını bilmeden önce kendimizi bilmek, başkalarını yenmeden önce kendimizi yenmek gerekir. Zira kendisini bilen başkasını kolaylıkla bilir, kendisini yenen başkasını kolaylıkla yener.
Yenmek gâlip olmaktır, yok etmek değil.
Gâlip olmak da üstün gelmektir, mağluplara fayda sağlamak, onları zararlı olmaktan kurtarıp faydalı olmalarını sağlamaktır.