Üzerimizdeki Allah Teâlâ’nın verdiği nimetlerin kadrini bilirsek ümitli olabiliriz. Zaten ye's/ümitsizlik İslâm’da haramdır. İşte ümitsizliği yasaklayan âyet-i kerîme:
“Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez.”
(Yûsuf sûresi 12/87)
“Ye’s öyle bataktır ki düşersen boğulursun,
Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun.”
Mehmed Akif Ersoy
Allah Teâlâ, bizim üzerimizdeki nimetlerin zâhir/görünen ve bâtın/görünmeyen nimetler olduğunu haber vermiştir.
(Lokman sûresi 31/20)
Allah Teâlâ, bize sayamayacağımız kadar lazım olan her nimeti verdiğini haber veriyor:
“O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah'ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız.”
(İbrahim sûresi 14/34)
Hz. Ali (r.a.), nimetlerin altı olduğunu bildirmiş:
1)İslâmiyet, 2)Kur’ân, 3)Allah’ın Rasûlü Muhammed (s.a.s.), 4)Afiyet, 5)Ayıpların gizlenmesi, 6)İnsanlara muhtaç olmamak.
Bu nimetlerin kadrini bilirsek ümitli olabiliriz.
1. İslâmiyet nimetinin kıymetini bilmek:
İslam’ı sağlam delillerle Ehl-i Sünnet akâidini ve Fıkıh Usulü ile İslam Fıkhını öğrenir öğretir, inanır, hayatımızın her yönüne uygularsak; imanımızı ilim, amel, zikir ve fikir/tefekkürle korursak kıymet bilmiş oluruz. Böyle kıymet bilirsek ümitli olabiliriz.
İmandan daha üstün nimet yoktur. Çünkü her şeyin kıymeti imanla bilinir. Dünyanın huzuru imanlı olmaya, âhiretin ebedî huzuru imanlı ölmeye bağlıdır.
“İmandır o cevher ki ilâhî ne büyüktür
İmansız olan paslı yürek sinede yüktür.” Mehmed Akif Ersoy
İslam, iman, hidayet nimetleri o kadar önemlidir ki namazda her rekâtta Fâtihada “İhdinâ’s-sırâta’l-mustakîm: Sırat-ı mustakîm (üzer)e bize hidayet(te kemali ve devamı nasip) et!” duasını söylememizi emretmektedir.