2. Kur’ân-ı Kerîm nimetinin kıymetini bilmek:
Allah’a önem veren, gönderdiği kitaba da önem verir.
Kur’ân-ı Kerîm ne için gönderilmişse o maksadı bilmek, o maksada göre hayatı düzenlemek gerekir.
Kur’ân-ı Kerîm, tevhîd-i ulûhiyyet ve tevhîd-i rubûbiyyet, nübüvvet/peygamberlik, haşir, adalet ve hürriyet, ahkâmdan bahseder.
“Allah’ın kelamının diğer kelamlara olan üstünlüğü Allah’ın, yarattıklarına olan üstünlüğü gibidir.”
(Dârimî, “Fedâilü’l-Kur’ân”, 6; Tirmizî, “Sevâbü’l-Kur’ân”, 25/2927)
Bu hadîs-i şerîfin vermek istediği mesaj, Allah Teâlâ yaratılmışlardan ne kadar üstün ise Allah’ın ilmi de bütün yaratıkların ilminden öyle üstündür. Zira yaratanla, yaratıcı olmayan bir olmaz. İşte bunu da yine Yüce Allah şöyle belirtmiştir:
“Yaratan, yaratmayan gibi midir? Hiç düşünmüyor musunuz?”
(Nahl sûresi 16/17)
Üstün millet olmak isteyen en üstün kitaba uyar. Ne zaman Kur’ân-ı Kerîm’e uymuşlarsa hâkim toplum olmuşlar, ne zaman terk etmişlerse âleme mahkûm olmuşlardır.
Kur’ân-ı Kerîm’in kıymetini bilen, ilmini öğrenir sonra da öğretir; öğrenmenin ve öğretmenin maksadı amel etmek ve hayatı Kur’ân ile düzenlemek olduğundan dolayı uygular ve hayata yön verir.
Bu konuda Rasûlullah Efendimiz ne güzel buyurmuştur:
“Sizin hayırlınız, Kur’ân ilimlerini öğrenen ve Kur’ân ilimlerini öğreten kimsedir.”
(Buhârî, Fedâilu’l-Kur’ân, 21; Ebû Dâvûd, Vitr, 14; Tirmizî, Savâbu’l-Kur’ân, 15; İbn Mâce, Mukaddime, 16; Dârimî, Fedâilu’l-Kur’ân,3.)
3. Allah’ın Rasûlü Hz. Muhammed (s.a.s.) nimetinin kıymetini bilmek:
Hz. Peygamber; kendisine vahiy gelen peygamber, davanın lideri, hâkim, devlet başkanı, kanun koyucu, komutan, aile reisi, muallim ve mürşid, Kur’ân’ı sözleri, fiilleri ve takrirleri ile beyan edendir.
Onu bütün bu yönleriyle bilir ve örnek almamız gereken yönlerini alırsak kıymet bilmiş oluruz. Bu suretle kıymet bilir de en üstün örneği örnek alınca biz de örnek oluruz. İşte o zaman ümitli olabiliriz.