1. Ümitli olmanın sebebinin ümitsiz olmanın sebebinden daha çok olduğunu bilmek ve daima bardağın dolu tarafını görmek.
2. Bizim inancımızın hayat haline gelmesi idealimizdir. İdealimiz hayalî değil hakîkattir.
3. Hedefe birlik olunca, kolayca ve başarılı bir şekilde ulaşılır. Birbirimizin kıymetini bilmek ve değer vermekle daha verimli netice alınır.
4. Kıymet bilen, kıymetlerden ve kıymetlilerden istifade eder, kıymetleri bir araya getirir.
1. Ümitli olmanın sebebinin ümitsiz olmanın sebebinden daha çok olduğunu bilmek ve daima bardağın dolu tarafını görmek
a) Ümitli olmak, yanlış yapıldığı zaman yanlışı görmeye engel olmamalıdır. Yanlışı görmek de güzel tarafı görmeye engel olmamalıdır. Şu da bir gerçektir ki bazen bir doğru bin yanlıştan önemli olur.
“İyimserlik; âlimleri, câhillerden ayıran farktır.”
Chilon
Allah Teâlâ, nice kötü kimseler çıkacağını bilmesine rağmen Âdem aleyhisselam’ı yarattı. Çünkü Âdem (a.s.)’den peygamberler, sıddıklar, şehidler ve sâlihler az olmalarına rağmen yarattı. Ama kötüler çok, iyiler azdır. Azlar, gerçek, ehil ve fedakâr olduklarından, kavlî ve fiilî dualarıyla er-geç Allah’ın yardım etmesiyle başarılı olurlar. Yeter ki sâlihler, muslih (başkalarını ıslaha çalışan kimse) olsunlar, neticede Allah’ın sahip çıkmasıyla muzaffer olurlar.
Daima yanlışa karşı uyanık olacağız, ümidimizi ise hiç kaybetmeyeceğiz. Korku ve ümit, kuşun iki kanadı gibidir.
“Bir yandan korkun bir yandan umudun varsa iki kanatlı olursun; tek kanatla uçulmaz zaten.”
Mevlana
“Umut olmadan, umulmayanı bulamayız.”
Roger Graudy
“Umut, uyanık adamın rüyasıdır.”
Aristotoles
“Karamsar insan, kendi kendinin en büyük düşmanıdır.”
Jerry P. Fleisman
b) Eğer doğru ve sağlam adamlar varsa, yanlışın ve yanlış adamların çokluğu önemli değil. Doğru ve doğrudan yana, yanlışa zıt ve yanlışa karşı olanlar, çok hükmündedirler.
Doğru adamlar, kendi şahsiyetleri doğru ve yanlışa da karşı iseler er-geç galip olurlar. Çünkü doğrunun yardımcısı hem Hakk hem de halktır. Zira Allah, doğrunun sevgisini halkın kalbine atar ve sevdirir. Bunun delili, sevdiği müminlerin sevgisini insanların kalplerine atan Allah Teâlâ’nın şu kelâm-ı edîbidir:
“İman edip, sâlih amel işleyenler için Rahmân (olan Allah, gönüllerde) bir sevgi var edecektir.”
(Meryem sûresi 19/96)
“Herhangi bir yericinin yermesinden korkarak hakkı söylemekten çekinen kimsede hayır yoktur.”
Hz. Ebu Bekir (r.a.)
“Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek,
Sözüm odun gibi olsun, doğru olsun tek.”
M. Akif Ersoy
“Işığı önüne al yürü, gölgen arkandan ister gelsin, ister gelmesin.”
Arif Nihat Asya
“Doğru yolda yürüyen bir topal, yoldan çıkan iyi bir koşucuyu geçer.”
Francis Bacon
Serkan Güçlü 3 Yıl Önce
Çok güzel bir yazı olmuş üstad. Bu yazıyı bu hafta sonu yedihilal derneğinde gençlerle mütalaa etme niyetindeyiz inşaAllah.