Haberin Kapısı
2021-06-30 10:10:17

Üniversite Gençliğine Bazı Nasihatler -7

İbrahim Cücük

30 Haziran 2021, 10:10

10. Her gün tövbe ve istiğfar edin

İstiğfar, mağfiret ve af talebidir; tövbe, fiilen dönüş yapmaktır. Tövbe, terk ettiği emirleri işlemeye dönmek, yaptığı günahları terk etmeye dönüş yapmaktır.

Tövbe ve istiğfar Rabbimizin bize bir emridir.

Kim bağışlanmayı istiyorsa tövbe etmelidir. Çünkü Allah Teâlâ istiğfâr ve tövbe hakkında şöyle buyuruyor:

“Ve Rabbinizden mağfiret talep ediniz, sonra da ona (ihlâsla) tövbe ediniz ki Allah sizi tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatsın ve her fazilet sahibine kendi fazl (u kerem)ini versin.”

(Hûd sûresi 11/3.)

“Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah'tan mağfiret talep ederse, Allah'ı çok bağışlayıcı ve merhametli bulacaktır.”

(Nisâ sûresi 4/110.)

“Şu da muhakkak ki ben, tövbe eden, iman eden ve sâlih amel işleyen, sonra (ölünceye kadar) doğru yolda (tövbede, imanda ve sâlih amelde devam edip) giden kimseyi bağışlarım.”

(Tâhâ sûresi 20/82.)

Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

“Kim istiğfâra yapışır (devam edip dilinden düşürmez) ise, Allah ona her darlıktan bir çıkış, her üzüntüden kurtuluş ihsan eder ve ona ummadığı yerden rızık verir.”

(Ebû Dâvûd, Salât, 361; İbn Mâce, Edeb, 57.)

Önce yanlış anlayış ve yanlış davranıştan, sonra da yanlış arkadaş ve yanlış çevreden tövbe etmek gerekir.

İşlediği günaha hemen tövbe etmeli ve onu silecek bir güzel ve hayır olan amel işlemelidir.

11. Birbirinizle nasihatleşin, diğer insanları da İslam’a davette bir görev alın

Önce kendimize nasihatte bulunmak, sonra İslâm’ın Müslümanlar arasında uygulanmasına dikkat etmek, daha sonra da Müslüman olmayanlara davette bulunmak gerekir. Çünkü en güzel davet Müslümanda İslâm’ın görülmesi yani fiilî davettir.

Müslümanın Müslümana karşı görevlerinden birisi de karşılıklı nasihatte bulunmalarıdır. Çünkü nasihat, muhatabın hayrını istemektir. Bir Müslümana, kardeşleri olan diğer Müslümanların dünya ve âhiret hayırlarını yani mutluluklarını istemesi vaciptir.

Hz. Ömer (r.a.) şöyle demiştir: “Nasihatçileri olmayan ve nasihati sevmeyen kavimde hayır yoktur.”

(Muhâsibî, Risâletü’l-Müsterşidîn, (tah. Abdulfettah Ebû Ğudde), s. 120.)

Hz. Peygamber (s.a.s.), Sahabeden birbirlerine nasihat etmek şartıyla biat alırdı. Zira nasihat, İslâm’ın ve Müslümanların maslahatlarını istemektir.

İslâm’a davet de Müslümanın kendisi için istediği imanı insan kardeşleri olan kâfirler için istemek zorunluluğunun neticesidir.

Davet ederken de şefkatin ve sorumluluğun gereği düşüncesiyle davette bulunmak, bunu da ilk olarak plânlamak gerekir.

Devamlı bu görevi yapan, aylarını, ayını, haftasını ve haftanın belli bir gününü davet için ayıran kimseler diye görev bölümü yapılması uygun olur.

Davetin başarıya ulaşması için bir “İslam'a Davet Enstitüsü” kurulmalıdır. Bu kurum İslâm davetini plânlamalı, uygulama programları yapmalıdır. Bu programı uygulayacak davetçiler yetiştirmelidir.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.