İsrâiloğullarından bir genç seksen sandık ilim toplamış, ilmiyle istifade edememiştir. Allah Teâlâ, onların peygamberine, o ilim toplayıp da istifade edemeyene şunları söyle diye vahyetmiştir:
“Sen çok ilim toplasan bile şu üç şeyle amel etmedikçe o ilim sana fayda vermez:
a) Dünyayı sevme! Zira dünya mü’minlerin yurdu değildir,
b) Şeytana arkadaş olma! Zira şeytan mü’minlerin refîkı/iyi arkadaşı değildir,
c) Hiç kimseye eziyet etme! Zira eziyet mü’minlerin sanatı değildir.
a) Dünyayı sevme! Zira dünya mü’minlerin yurdu değildir
Dünya yurdu, geçicidir. Esas yurdumuz, bâkî kılınmış cennettir.
Yurt, içinde daimi barınılacak yerdir. Cennet yurdu bu fânî yurt olan dünya ile kazanılmaktadır.
Dünyanın konumu sermaye, cennetin konumu ise kârdır.
Akıllı tüccar, sermayeyi korur kârı da elde etmeye dikkat eder.
Sermayenin gerçek sahibi biz değiliz. Bize emaneten verilmiştir. Sermaye fânî ama kâr bâkîdir.
İki türlü dünya vardır:
1) Dünyayı lehine çevirenin dünyası,
2) Dünyayı aleyhine çevirenin dünyası.
Hz. Peygamber (s.a.s.) ne güzel buyurmuştur:
“Dünya, mü’minin zindanı, kâfirin de cennetidir.” (Müslim, Zühd, 1; Tirmizî, Zühd, l6; İbni Mâce, Zühd, 3.)
Mü’min, dünyada ne kadar rahat etse bile cennet hayatına göre dünya hayatı zindan gibidir. Kâfir de bu dünyada ne kadar rahatsız olsa bile cehennem hayatına nispetle dünya hayatı cennet hayatı gibidir.
Mü’min, dünyayı lehine vasıta kılarak kullanır cenneti kazanmaya vasıta kılar.
Kâfir, dünyayı gaye kılar, Allah’ın rızasını kaybetmeye sebep kılar.
Yerilen dünyayı Fudayl b. Iyâz şöyle tarif etmiştir:
“Seni Mevla’ndan alıkoyan her şey senin dünyandır.”
1) Dünyayı lehine çevirenin dünyası
Dünya, Allah’ın rızasını kazanmaya ve cenneti kazanmaya vasıta olursa övülen dünyadır. İşte burada dünya kelimesi “dünüv” kökünden "en yakın" manasına gelir, insanı bu dünya Allah’a en yakın kılar.
Akıllı mü’min, dünyayı sermaye, cenneti de kâr kılar. Çünkü sermaye olmadan kâr olmaz.
Ebü’l-Abbâs Sehl İbni Sa’d es-Sâidî (r.a.)’in söylediğine göre, Hz. Peygamber (s.a.s.)’e bir adam geldi ve:
-Yâ Rasûlallah! Bana, yaptığım zaman hem Allah’ın hem de insanların beni seveceği bir iş söyle, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.s.):
– “Dünyadan (ve dünyalığı gaye etmekten) yüz çevir ki Allah seni sevsin; halkın elinde olandan yüz çevir ki insanlar seni sevsin” buyurdu. (İbni Mâce, Zühd, 1.)
2) Dünyayı aleyhine çevirenin dünyası.
Dünya, Allah’ın rızasını da cenneti de kaybettirirse yerilen dünya olur. İşte burada dünya kelimesi “denâet” kökünden "en alçak" manasına gelir; dünya hayra vasıta olacağına dünyayı gaye edinmiş olur, zamanla da insanı bu dünya en alçak hale getirir.