Bir asırlık Filistin ve Gazze kanayan bir yara için köklü bir çözüm gerekir. Bu sorun Müslüman devletler ve ümmet birleşirse çözülür.
Bugün hepimiz bir adım atmalıyız. Herkes elinden ne geliyorsa onu yapsın.
Siyonist İsrail'den kaynaklanan işgal ve soykırımı acil ve en etkili bir şekilde çözebilmek ve katliamı durdurmak için stratejik ve teknik bir çalışma yapılmalıdır. Müslüman halklar üzerine düşeni yaptı...
108 yıldır devam Filistin sorunu için şimdi sıra, Müslüman ülke hükümetlerinde ve devletlerinde...
Bir asırlık kanayan bir yara var. Bunun için köklü bir çözüm gerekir. Bu sorun ümmet birleşirse çözülür. D-8 ile İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Türk Devletler Teşkilatı ülkeleri toplanmalı, diğer ülkelerle diplomatik görüşmeler başlamalı ve ekonomik yaptırım kararları alınmalıdır.
Gazze’de ve bütün Filistin’de sivil halka yapılan bir soykırım var. Bütün dünyada vicdan sahibi insanlar var onlarında desteğini almalıyız. Uluslararası toplumun ve kamuoyunun desteğini almalıyız...
Müslüman hükümet ve devletler birlikte hareket ederek elini taşın altına koyarlarsa, Filistin meselesine müdahil olan Batılı devletler pılını pırtısını alıp bu bölgeden gider...
Bunun için D-8 ve İİT olanca gücü ile harekete geçip dünyayı da harekete geçirmeli…
Suudi Arabistan, Kuveyt, BAE ve diğerleri petrol üretimini, Katar doğalgazı kısmalı…
Mısır Süveyş Kanalı’nı hem İsrail’e hem de İsrail destekçisi ülkelere kapatmalı…
Ürdün de İsrail’in o yöndeki kara ve hava bağlantısını derhal kapatmalı...
Bankalar ve kredi kartları boykot edilmelidir.
Dünyayı sömürdükleri faizli karşılıksız para devre dışı bırakılırsa, Siyonistler ve destekçileri mecburen geri adım atar, sorun bu şekilde silaha gerek kalmadan çözülür...
Ümmetin diğer sorunları olan Suriye, Irak, Lübnan, Filistin, Yemen, Libya, Sudan, Somali, Karabağ, Kırım, Kosova, Keşmir, Doğu Türkistan ve benzeri sorunlar da kolayca çözülebilir.
Bütün Müslümanlar birleşirse iki milyarı geçiyoruz ve büyük bir güç oluyoruz. Birlikte hareket edilirse benzeri diğer bütün sorunlar da bu şekilde çözülebilir...
Ayrıca;
Sivil Toplum Kuruluşları olarak birlikte hareket etmeliyiz. Medya ve Sosyal Medya'yı etkili kullanmalıyız. İslam ülkeleri olarak bilim, teknik ve teknoloji havuzu oluşturalım.
Bilim ve teknolojiyi en üst seviyede kullanalım. STK'lar sivil inisiyatif olarak adım atılmalı ve diplomatik çalışmalar yapılmalıdır.
Her alanda olan imkânları en üst seviyede değerlendirmeye başlayalım...
Bunları gerçekleştirmek için artık bir an bile gecikmeden çalışmaya başlayalım...
Müminler kardeştir ayetini artık ümmet olarak gerektiği şekilde uygulayıp birleşelim...
D-8 ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkeleri olarak gerçek anlamda bir araya gelelim, bir komisyon kuralım ve -dini, ırki, mezhebi, siyasi vs. sorunları bir kenara bırakalım.
Ümmet bilinciyle adil ve tarafsız bir şekilde Müslümanlar arasındaki bütün sorunları aciliyetine göre yeniden ele alıp süratle çözüme kavuşturalım...
Şu hadîs-i şerîflerde Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
" مَنْ يُحْرَمِ الرِّفْقَ يُحْرَمِ الْخَيْرَ."
“Bir kimse yumuşak davranmaktan mahrum ise, hayırdan mahrum olur.”
(Müslim, Birr, 74; Ebû Dâvûd, Edeb, 9; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 362, 366.)
" مَنْ أُعْطِىَ حَظَّهُ مِنَ الرِّفْقِ فَقَدْ أُعْطِىَ حَظَّهُ مِنَ الْخَيْرِوَمَنْ حُرِمَ حَظَّهُ مِنَ الرِّفْقِ فَقَدْ حُرِمَ حَظَّهُ مِنَ الْخَيْرِ."
“Kime yumuşak davranmaktan bir nasip verilmişse, ona hayırdan nasip verilmiştir. Kim de yumuşaklık nasibinden mahrum ise hayır nasibinden mahrum olur.”
(Tirmizî, Birr, 67; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 159, 451.)
Hz. Âişe (r.anhâ)’den rivayet edilen hadîste Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Kime rıfktan (yumuşaklıktan) bir nasip verilmişse o kimseye dünya ve âhiret hayrından bir nasip verilmiştir. Kim de rıfktan mahrum ise dünya ve âhiret hayrından mahrumdur.”
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 159.)
Bu hadîs-i şerîflerin manası şudur:
Kişinin hayırdan nasibi rıfktan nasibine göredir. Hayırdan mahrum oluş miktarı rıfktan mahrum olma miktarına göredir.
(Mübârekfûrî, Tuhfetü’l-Ahvezî bi Şerhi Câmiı’t-Tirmizî., VI, 154.)
كَانَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا بَعَثَ أَحَدًا مِنْ أَصْحَابِهِ فِي بَعْضِ أَمْرِهِ قَالَ:" بَشِّرُوا وَلاَتُنَفِّرُوا ، وَيَسِّرُوا وَلاَتُعَسِّرُوا."
Rasûlullah (s.a.s.), ashabından birini herhangi bir iş ile ilgili olarak gönderdiği vakit ona şöyle buyururdu:
“Müjdeleyin, nefret ettirmeyin, kolaylaştırın, güçleştirmeyin!”
(Müslim, Cihâd, 6; Buhârî, Edeb, 80, Cihâd, 164, Megâzî, 60, Ahkâm, 22; Ebû Dâvûd, Edeb, 17; Ahmed, I, 239, 283, 365, IV, 399, 412, 417.)
Müslümanın yumuşak ve lütufkâr davranması, işleri sağlam ve tam yapmasına engel olmamalıdır. İyi ve sağlam yapma konusunda taviz vermemesi gerektiği hakkında sahabeden Şeddâd b. Evs, Peygamber Efendimiz’den şunu aktarmaktadır:
ثِنْتَانِ حَفِظْتُهَا عَنْ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ :" إِنَّ اللهَ كَتَبَ الْإِحْسَانَ عَلَى كُلِّ شَيْئٍ، فَإِذَا قَقَتَلْتُمْ فَأَحْسِنُوا الْقِتْلَةَ، وَإِذَا ذَبَحْتُمْ فَأَحْسِنُوا الذِّبْحَةَ، وَلْيُحِدَّ أَحَدُكُمْ شَفْرَتَهُ وَلْيُرِحْ ذَبِيحَتَهُ."
İki şey var ki, bunları Rasûlullah (s.a.s.)’tan öğrendim: Buyurdu ki:
“Şüphesiz Allah, her şeyde ihsanı (iyi yapmayı) yazmış (farz kılmış)tır. O halde siz öldürdüğünüz vakit, öldürmeyi iyi yapın. Kestiğiniz zaman da kesmeyi iyi yapın. Her biriniz bıçağını bilesin, kestiği hayvanı rahat ettirsin!”
(Müslim, Sayd, 57; Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 12.)
İslâm en güzel ve yegâne dindir. Çünkü sahibi, en güzel olan Allah Teâlâ’dır. Tebliğcisi en güzel tebliğci olan Hz. Muhammed (s.a.s.)’dir. Kur’ân-ı Kerîm en güzel kitaptır. Kâinat, en güzel yaratılmış sergidir. Müslüman da kâinatın fihristesi, Allah’ın “Musavvir” ve “Cemîl” sıfatlarının tecellisi olan insanın en güzelidir. Müslümana yakışan da ihsandır; işini tam ve en güzel şekilde yapmaktır.