Halife Mu'ttasım-Billah bir Müslüman kadın için ordular seferber etti. Ama şimdi 57 Müslüman lider Gazze’ye bir çuval un sokamıyor.
Müslümanlar Neden Tesbih Taneleri Gibi Dağıldı. Önce tesbihin ipi çürüdü (Müslümanların içindeki manevi ruh), Ardından tesbihin imamesi koptu. (Onları bir arada tutan liderleri vefatını temsil eder)
Onları bir arada tutan İmparatorluklar (Emevîler, Abbasiler, Selçuklu, Eyyubiler, Memluk ve Osmanlı gibi.) yıkıldı.
Daha sonra tesbihinin ipi kopup taneleri teker teker her biri yana dağıldığı gibi Müslümanlar dağıldı ve savruldu. Şimdi her rüzgârın her fırtınanın esişiyle bir o yana bu yana çarpıyorlar. Zamanla o taneler rüzgarların fırtınaların ve yağmurların altında kalarak teker teker çürüdüğü gibi Müslümanların gücü dünya haritasında yok olmaya gidiyor.
Hıristiyanlık alemi onca derin ayrılıklar varken Avrupa Birliği gibi bir sistem kurup birbirlerini ayakta tutmaya ve tek tek olan küçük devletlerini birleştirip kocaman oluyorlar.
Halbuki Hıristiyanlıkta, ilk İznik Konsülünde (MS.325) tevhit İnancını savunan Arius ve destekçileri aforoz ilan edildi. Şu an bazı Hıristiyan kaynakları onu tekfir ediyor.
Kabul edilen Teslis inancını da (Baba, oğul ve Kutsal ruh) Etnatyus ortaya atmıştı 325’te Hıristiyanlığın resmi mezhebi Etnatyusun ortaya attığı teslis inancı kabul edilirken Hıristiyan dünyası büyük derin bölünmeler yaşadı.
Daha sonra (MS.431) Efesos/Şimdiki Efes antik kentteki konsülde Konstantin/İstanbul Başpiskoposu Nestorius "Meryem Tanrı İsa'nın annesi değil, beşerî İsa'nın annesi" olduğunu söyledi İsa'nın çift yaratılışlı olduğu fikrini savundu Konsülde Nestorius ta Afaroz edildi şimdiki Nasturiler onun takipçileridir.
Daha sonraları 451 Kalkedon ya/Kadıköy konsülünde de bölünmeler oluştu. Hıristiyanlar yüzyıllarca bu derin mezhep ayrılıkları yüzünden çatıştılar. Şimdi ise Cermenler Latinler iki farklı köken iki farklı mezhep Avrupa Birliği çatısı altında birleşmiş durumda.
Müslümanlar arasında ise öyle derin ayrılıklar yok yani haşa Hıristiyanlar gibi biri Peygamberi ilah ilan etmiyor Şii ve Sünni meselesi kimin halife olması gerektiği üzerinedir yani geçmiş bir meseledir kaşındırılmasa günümüzde büyütülecek bir sorun değildir.
Ehli sünnet arasındaki fıkhi mezhepler ise Hıristiyanlıktaki gibi farklı itikatlar değil, sonu birleşmeye giden bazı meselelerdeki farklı yorumlardır.
Buna en güzel örneği Diyarbakır’da bulunan ve 16. yüzyılda Akkoyunlular zamanında yapılan dört ayaklı minaredir. Her bir ayak bir mezhebi temsil eder yukarıda ise birleşir.
Şimdi Müslümanlar Hıristiyanların aksine aralarında itikadi bir ihtilaf olmadığı halde İmamesiz, ipsiz taneler gibi dağınıkken bir araya gelmezken, Hıristiyanlık ise derin ayrılıklara rağmen birbirlerine uyguladıkları kanlı katliamlara rağmen bir araya gelebiliyor hatta dünyanın gidişatına yön verebiliyorlar.
İşte Müslümanların durup düşünüp nerede hata yaptık demesi lazım. Müslümanların ölüm uykusundan uyanması lazım Müslümanların 800 yüzyıl önceki hali şu an ki durumdan hem maddi hem manevi daha iyi durumdaydı.
Dünyanın gidişatına yön verirken bilimin merkezi haline gelmenin temellerini atıyordu.
Bağdat ve Endülüs kütüphanelerinin yakılması ile Müslümanların belleği arşivi silindi. Silinse de İslam daima gençtir. Daima ayakta tutar yeniler kendini şimdilik uyusa da süreç içerisinde ayağa kaldırır kendini.
Bizanslılar Müslüman bölgelerine baskın yapar Müslüman bir kadını esir ederler Müslüman kadın “Ya Mu'ttasıma” diye bağırır ve haber Bağdat'ta ki İslam halifesine ulaşır.
Rum valisine bir mektup gönderen Abbasi Halifesi bu mektubunda aynen şöyle der: “Müminlerin Emiri Mu’tasım Billah’tan Rumların köpeğine! Esir aldığın bacımı derhal serbest bırakmazsan sana öyle bir ordu hazırlıyorum ki, bir ucu burada (Bağdat) öteki ucu da orada (Amuriye/Afyon) olacak.”
Ve Mu’tasım bir tek kadının “Va Mu’tasıma!” haykırışı üzerine dediğini yapar, devasa bir orduyla Amuriye/Afyon üzerine yürür ve bu büyük Rum şehrini zapt eder. Kendisine haykırışta bulunan kadını kurtarır ve ona “Ey mümine hanım! Emin ol ki, çağrını işitir işitmez bir an bile beklemeden hemen yola koyuldum” der.
Şimdi hilafet yok Müslümanlar başı kesilmiş horoz gibi bir bu yana bir o yana savruluyor!
Değil Müslüman bir kadın binlerce Müslüman kadın esir durumda…
Ne Abbasi halifesi Mu'ttasım-Billah diyebilecek nede Sultan Selahaddin…
Halife Mu'ttasım-Billah bir Müslüman kadın için ordular seferber etti.
Ama şimdi 57 Müslüman lider Gazze’ye bir çuval un sokamıyor.
Ama onların yoldaşları onların gayretiyle onların imam dolu kalbi ile Müslümanları tekrar ayağa kaldırabilir.
Müslümanların ölüm uykusundan uyanması dileğiyle.