Kadir; Sözlükte hüküm, şeref, güç yetirmek, yücelik, azamet gibi anlamlara gelir. Dinî ıstılah olarak kadir gecesi ise Kur’ân-ı Kerim’in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır.

İsmin kaynağı: Kur’ân-ı Kerim’in 97. sûresi olan Kadr sûresidir.

Kadr sûresinin Meali, Açıklaması ve Fazileti:

1- Biz o (Kur’ân)ı Kadir gecesinde indirdik.

2-Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin?

3-Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.

4-Melekler ve Ruh, o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler.

5- O gece, tan yeri ağarıncaya kadar süren bir selamettir.

Bu sûrenin Mekke’de mi yoksa Medine’de mi indiği hakkında ihtilaf vardır. Ancak âlimlerin çoğunluğuna göre Mekke’de inmiştir.

Kur’ân-ı Kerîm’in kadir gecesinde indirilmiş olduğu anlaşılmadan, kadir gecesinin fazileti bilinemezdi. İlk âyetle bu gecenin feyiz kaynağı açıklanıyor ki o da Kur’ân’dır.

Kur’ân Nasıl İndirildi?

Aynî’nin Buhârî şerhindeki ifadesine göre Kur’ân'ın tamamı Kadir Gecesinde Levh-i Mahfûz’dan dünya semasına indirildi ve Beyt-i İzzet’e kondu. Cibrîl-i Emîn (a.s.) onu kâtip meleklere yazdırdı, sonra da Cibrîl (a.s.) Kur’ân’ı Hz. Muhammed (s.a.s.)’e âyet âyet, sûre sûre indirdi.

Başından sonuna kadar 23 senede tamamlandı.

“Kadir Gecesi” Denmesindeki Bazı Anlam ve Hikmetler:

1. İbn-i Cerîr’e göre “hüküm gecesi” demektir ki Duhan sûresi 3-4. âyette “Biz onu mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz uyarıcıyız. Her hikmetli emir onda ayırt edilir” buyurulur. Yani ilâhî takdirde hükmedilmiş işlerin veya birçok işlere hükmeden büyük sağlam emirlerin ayırt edildiği mübarek gece demektir. Pek çok tefsirciye göre o “mübarek gece” Kadir Gecesidir.

Birçok tefsirci Kadir gecesini “takdir gecesi” olarak açıklamışsa da burada kastedilen, hüküm ve takdirin açıklanması ve yerine getirilmesidir. Âyette geçen “her hikmetli emir”den açıkça anlaşılan yalnız bir seneyle kayıtlanmış olan değil, birçok seneler, asırlar ve devirlerle ilgisi olan mühim ve büyük işlerdir. Meselâ Kur’ân-ı Kerîm’in senelerce indirilmesi takdir edilmiş, hükümleri kıyamete kadar eserlere ve senelere hâkim; Peygamberlik, aynı şekilde Bedir, bütün İslâm fetihlerinin başlangıcı olan bir zafer. Kadir gecesinin asıl kıymeti de böyle feyiz içeren hikmetli işlerin yerine getirildiği hüküm ve kaza gecesi olmasındadır.

2. “Kadir”, Zührî’ den rivâyet edildiğine göre “şeref ve azamet” anlamına gelmektedir. Bu durumda da Kadir Gecesi “azamet ve şeref gecesi” demek olacaktır. Çünkü bu gece “Bin aydan hayırlıdır.”

3. Sıkıştırma ve daraltma anlamında “tazyik gecesi” demektir. Çünkü kadir gecesinde inen meleklere yerin dar geleceği söylenmiştir. Tazyik ve şiddetinin oranı, olayın büyüklük ve şerefiyle ve sonuçta çıkacak olan hayır ve selametin yücelik oranıyla ilgilidir.

“Kadir Gecesi” ifadesinin sûrede üç defa geçmesi, bu üç anlama işaret sayılmıştır.

“Bin aydan daha hayırlıdır.”

Yani Kadir gecesinde yapılacak sâlih amel, ibadet ve mücâhede ile elde edilecek hayır ve sevap, onsuz bin ay itaat ve amelle kazanılacak olan hayır ve sevaptan daha çok, daha fazla hayırlıdır. Bir sınır ve miktar konulamayacak kadar çok hayırlıdır. Artık ne kadar çok hayırlı olduğunu Allah bilir. Bu, Allah Teâlâ’nın sırf Hz. Muhammed (s.a.s.) ve ümmetine ihsanıdır. Burada üstün tutmak için en az bin sayısının ölçü olarak verilmesi tahsis için değil, çokluk içindir. Çokluktan kinayedir.

“Bin ay” Denmesinin Sebebi:

Bu konudaki bazı rivâyetler şunlardır:

1. Beyhakî’nin Mücahid’den rivâyetine göre; Hz. Peygamber (s.a.s.) İsrailoğulları’ndan bir erin Allah yolunda bin ay silah kuşandığını anlatmıştı. Müslümanlar buna şaştılar ve amelleri kendilerine pek az göründü. Bunun üzerine Allah Teâlâ da bu sûreyi indirdi.

2. İbn-i Ebî Hâtim’in Ali b. Urve’den rivâyetine göre; Rasulullah (s.a.s.) bir gün İsrailoğulları’ndan dört kişinin 80 sene Allah’a ibadet edip göz açıp kapayacak kadar bir zaman günah işlemediklerini anlatmış, Eyyub’u, Zekeriyya’yı, Hazkil b. Acûz’u, Yûşa b. Nûn’u zikretmişti. Sahabe buna hayret ettiler. Bunun üzerine Cibrîl (a.s.) gelip “Ey Muhammed (s.a.s.), ümmetin o birkaç kişinin 80 sene ibadetinden hayrete düştüler. Allah Teâlâ sana ondan daha hayırlısını indirmiştir” diye “innâ enzelnâhu” sûresini okudu da işte bu senin ve ümmetinin hayran kalışınızdan daha hayırlıdır” dedi. Rasulullah (s.a.s.) da sevindi.

3. İmam Malik’in Muvatta’da naklettiğine göre Rasulullah (s.a.s.)’a ümmetlerin ömürleri gösterilmişti. Kendi ümmetinin ömürlerini kısa sayarak başkalarının uzun ömürde yaptıkları amellere yetişememelerinden endişe etmişti. Allah Teâlâ da ona Kadir gecesini verdi ve onu diğer ümmetlerin bin ayından daha hayırlı kıldı. Bu rivâyetlere göre bin ayın tahsisi olan 80 küsur senenin, bu ümmet içinde bir insan için çoğunluk itibarıyla uzun bir ömür olmasına işaret vardır.

“Melekler ve Ruh o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler.”

Şihab’a göre âyette geçen “fîhâ” zamiri iki yönden açıklanır:

1. Buradaki zamir geceye aittir. ‘O gecede melekler ve Ruh peyderpey iner’ demek olur.

2. “Melâike”ye ait vav harfinin hal bildirmesidir. Bu durumda da Ruh, içlerinde olduğu halde melekler iner demek olur. “Ruh”tan maksat esasen Cibrîl (a.s.)dir. Ruh’un büyük bir melek olduğunu söyleyen tefsirciler de olmuş, rahmet mânâsı verenler de olmuştur. Meleklerin dünya semasına indiğini söyleseler de açık olan yere ve kadre mazhar olanlara inmeleridir.

“O gece, tan yeri ağarıncaya kadar süren bir selamettir.”

Kadir gecesi, kadre mazhar olacaklar hakkında şer ihtimalini defetmek için sırf selamettir. Ya da Allah’tan bir selam, meleklerden müminlere selam, korkulacak her şeyden selamet veya selamet müjdesi ve tebliği olan bir selamdır. Bu durum, o gece ta fecrin doğuşuna kadar sürer.

Kadir gecesi, takdir olunan büyük şeylerin belirlenmesi ve yerine getirilmesi maksadıyla her emirle görevli meleklerin ve Ruh’un peyderpey inmesiyle, yeryüzünde büyük bir baskı meydana getiren fevkalâde büyük bir ruhâniyete erişmiş ve sabaha kadar hayır ve selamet olan büyük bir gecedir. Böyle bir gecenin sabahı da hayır ve selamet olacaktır. Hatta İmam Şa’bî, kadir gecesinin gündüzünün de gecesi gibi olduğunu söylemiştir.

Kadir Gecesinin ‘Selam ve Selamet’ Olmasının Manaları

1. Meleklerin müminlere çokça selam vermeleri ve çokça dua etmeleri.

2. Şerlerden ve afetlerden tam olarak kurtulmak ve fayda görmek. Şeytanın saldırılarından kurtulmak da hayır anlamına bir misaldir.

3. Korkunç rüzgârlar, yıldırımlar ve benzeri ezalardan kurtulmak.

4. Bu gecenin bölümlerinin her birinde ibadet etmek bin aydan hayırlıdır. Yani diğer gecelerin bölümlerindeki farklılık bu gecede yoktur. Çünkü diğer gecelerde, farzın gecenin ilk üçte birinde, nafilelerin gecenin ortasında, duanın da seherde olması müstehaptır.