02.07.2024, 18:49

ALLAH SEVGİSİ NASIL OLMALI?

İmam-ı Rabbani mektubatında Allah sevgisi dışındaki tüm sevgilerin aslında kişinin kendi nefsine duyduğu sevgidir. O şöyle der: Kişi aslında tek bir kişiyi sever o da kendisidir, dolayısıyla ben şunu seviyorum bunu seviyorum demesi yalandır. Hepsini kendisi için sever.

Yani kişinin ben eşimi, oğlumu, çocuklarımı, vatanımı seviyorum demesi aslında kendisini sevmesidir. Çünkü bütün bunları kendisi için arzular. Gerçek salik, tüm bu sevgileri yüreğinden çıkarır. Çünkü bütün bu sevgilerin olduğu yerde Allah sevgisi kalbe yerleşmez. Fakat bu sevgileri çıkarırken bunları sevmeyecek anlamına gelmemeli. Kişi önce Allah’ı sevecek, diğer tüm sevgileri bu sevgi terazisine koyup ona göre sevecek. el-hubbufillahvelbuğzufillah kavramı vardır. Yani Allah için sevecek, Allah için buğz edecek.

* Nasıl yani insan kendini sevmemeli mi?

Kendini severken aslında nefsini sevmiş oluyorsun. Nefsini ilahlaştırmış oluyorsun. Nefsini ilahlaştıran bir ruh ise aslında özgür değil, nefsinin kölesi olmuştur. Özgürleşmek istiyorsa nefsinin esaretinden kurtulmalı, kalbindeki tüm sevgileri çıkarmalı yerine onun yaratıcısını koymalıdır. Yaratıcıya olan sevgiyi koyduğunda tüm sevgiler yeniden konumlanır. Bundan sonra o “el-hubbufillahvelbuğzufillah” (Allah için seven ve Allah için buğzeden olur) Allah sevgisi onu enfusi ilahlardan kurtarmış olur.

Yani tasavvufta kalb sadece Allah sevgisiyle dolar . Allah da bize evlatlarımızı, ailemizi, vatanımızı ve malımızı korumamızı emreder. Yani kişi her şeyi hatta kendisini bile siler fenaya ulaşır, fenadan sonra mukarrabun seviyesini elde eder. Burada tekrar sebepler âlemine rücu eder. Allah sevgisini kalbe koymak diğerlerini sevmemek anlamına gelmez, ama önce fenaya ulaşmak ardından oradan tekrar bekaya varmak gerekir.

Yani tasavvuftaki sevgi anlayışında ben yoktur. Ben dersek Allah’a da Sen demiş oluruz. Yani burada panteizim anlaşılmasın, kişi kendi nefsini ve benliğini yok farz eder, her şeyde O’nu görür, her şeyde O’nun rızasını elde etmek için gayret eder. Ama bu hal uzun sürmemelidir. daha sonra tekrar dünya âlemine (alemi esbaba) döner. Diğer tüm sevgiler Allah’ın buyurduğu ölçülerde yeni den oluşur. Allah için sever Allah için buğz eder.

* Allah Sûbhanehu bize merhamet etsin de sevgisini koysun kalplerimize.

Allah sevgisi ameli salih ve sünnete ittiba ile olur. Bir süre sonra o ameller, kalpte gerekli olan tedaviyi yapan ilaç gibi etkili olur. Her hastalık için bir ibadet, dua ve zikir vardır. Her ibadet kalbin üzerindeki bir perdeyi kaldırır. Aslında bizi Allah’a ulaştırmayan bizzat kendi kalbimiz/nefsimizdir. Aradaki perdeleri bizzat biz oluşturmuşuz. Perdeler çoğalırsa kalp tamamen kapkara olur ve bir süre sonra Allah’ı anmayan, tamamen nefsin egemenliğine kapılmış bir kalp olur ve artık o kalp kilitlenir, mühürlenir.. “Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de kalın bir perde bulunmaktadır ve onlar için büyük bir azap vardır.” (Bakara, 2/7) ayeti tecelli eder.

“Kul ile ALLAH arasında 4 deniz vardır.

Kul bu denizleri geçmeyince ALLAH’a ULAŞAMAZ.

-İlk deniz DÜNYADIR,

Onun gemisi ZÜHDDÜR;

-İkincisi HALKTIR,

Onun gemisi UZLETTİR;

-Üçüncüsü NEFİSTİR,

Onun gemisi DİLEĞİNİ REDDETMEKTİR;

-Dördüncüsü İBLİSTİR (şeytan),

Onun gemisi KENDİSİNİ DÜŞMAN BELLEMEKTİR.”

(Cüneyd-i Bağdadi )

NEFS ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Nefis kötülüklerle doludur.

Ben yine de nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis şiddetle kötülüğü emreder. Ancak Rabbimin rahmetiyle yarlığadığı müstesna. Muhakkak ki, Rabbim bağışlayıcı ve merhametlidir. (YUSUF/53) Kalblerinde hastalık bulunanların: “Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz” diyerek, onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih ihsan eder veya katından bir emir (iş) getirir de içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.” (MAİDE/52) “Onlardan birçoğunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kadar kötüdür! Allah onlara gazab etmiştir. Onlar ebedî olarak azap içinde kalacaklardır.” (MAİDE/80)

Bazı Nakşi ekollerinde müridin eğitiminde doğrudan nefsi terbiye ile başlamazlar. Onlar, doğrudan ruhi terbiyeye yani tasavvufi terminolojiyle konuşursak nefsi sultaniye’ye yüklenirler. Yani nefsi sultaniyeyi olgunlaştırmaya çalışırlar.

Onlara göre nefsi sultani iyi şeylere yöneltilirse ve iyi şeyleri yapmaya başlarsa zamanla nefsi hayvani (bildiğimiz nefs)’ye karşı güçlenir. İyilik ve nur beden ülkesinde yayılır. Bu nur hayvani nefsin karanlığını aydınlatır.

Yani iyilikler ve güzel davranışlar çoğalmaya başladıkça kötülükler ve nefsin emrettikleri azalmaya ve tamamen yok olmaya başlar.

Bu aynı zamanda eğitimde pozitif (optimistik-iyimser) yaklaşımdır. Aslında kötülükleri ne kadar çok işlersek onları gözümüzde o kadar büyütürüz ve onlarda olmayan bir güç vermiş oluruz. Kendimizi ve gücümüzü küçümsemiş oluruz. Hatta bazı âlimler her şeyi şeytana mal etmenin bile doğru olmadığını bu durumun şeytana sahip olmadığı bir gücü vermek anlamına geleceğini ve aslında şeytanın da bundan hoşlandığını söylerler.

Nefis eğitiminde iyilikleri güçlendirmeye ve takviye etmeye başladığımızda, iyiliklerin yaydığı pozitif enerji ve kalbimizde yarattığı tatmin olmuşluk, rahatlık onun karşıtı olan kötülükleri yok etmeye başlar.

Birçok insan, kendini düzeltmek için bazen yapamayacağı ağır yükleri yüklenir ve nefsinin takatinin üzerinde çalışır. Yıllarca boşa mesafe kat eder. İşte burada yanlışlık yapılmaktadır. Bu nedenle hakiki mürşit gereklidir. Mürşit, müride yol gösterir onun iyi yönünü takviye etmeye çalışır. İyilikler beden sultanlığında yayıldığında hayvani nefs ezilir, küçülür ve gittikçe sesi daha cılız çıkmaya başlar…

Tasavvuf geniş bir yoldur. İnsanın ıslahında birçok yollar vardır… Amaç insanı ıslah etmek ve beden ülkesinin sultanı olan nefsi sultaniye’yi hak ettiği makamına oturtmaktır.

-Nefs bizim alt benliğimiz midir? Nefsi emare bilinçaltımız mıdır? Bilinçaltımız bu kadar kötü müdür?

-Nefsin her basamağı bir bilinç düzeyini temsil eder. Kişi bu basamakları aştıkça bilinç düzeyi yükselir ve gerçek bir bilinçli kişi olur.

-Allah’ın kulu sevmesi, kulun Allah’ı sevmesiyle sonuçlanır. Kulun Allah’a olan sevgisi arttıkça Allah’ın da ona olan sevgisi artar.

– İlahi sevgi bazen bir insanı veya bir kadından geçer. Bu şu anlama gelir. Kişinin Allah’a yönelebilmesi için kalbinin sevgiye açık olması gerekir. Bir insanı bile sevemeyen kalp Allah sevgisini kaldıramaz. Bu nedenle bir insana sevmeye başlayan kalp sevgiyi keşfeder. Kalbinin sevgiyle yüklenmesi, kalbindeki diğer kötü duygu ve düşüncelerin yok olmasına yol açar.

Seven kalp sevdiği için fedakârlık yapmaya, karşılıksız vermeye başlar… Böylece kalbi yumuşamaya başlayan kişi sevdiğini yaratını da görmeye başlar ve onu da sevmeye başlar. Fakat insan sevgisinden yaratıcısına tekamül etmek biraz zor olabilir. Bu yolda rehber veya bir kıvılcımın oluşması gerekir. Ama sevmeye alışan bir kalpte bu daha kolay tezahür eder.

-Nefsin basamakları olduğu gibi Ruhun da basamakları, makamları vardır. Bunlar

1. Kalp

2. Fuad/Gönül

3. Sır

4. Hafi

5. Ehfa

6. Sadr

7. Ruh

Sufi’de Allah’ı müşahede etmek şöyle olabilir: Biz dünya âlemine gelmeden önce alemül ervahtaydık. Burada bilemediğimiz kadar uzun bir zaman yaşadık. Bu süreçte Allah’la aramızda perdeler azdı. Hatta Rab kendini bize tanıttı. (kalu bela günü) Dolayısıyla her nefs Rabbini görmüştür. Kişi kendisini arındırdığında ruhlar âlemindeki yaşadığı bu süreci bazen hatırlar ve özellikle Allah’ı müşahede ettiği günleri hatırlayabilir. Kişi cezbeye geldiğinde ya da vahdeti şühuda girdiğinde görmüş olduğu Rab, daha önceki ruhunun görmüş olduğu ve hatırladığı anılarıdır. Yani yeniden ve bu dünya gözüyle bir vahdeti şuhud gerçeklememiştir. Ruh, eski günlerine yönelik bazı hatıralar yaşamıştır.

– Sevgi ile sevgiliyi ayrı gören sevgiyi anlamamış, gerçekten sevmemiştir. Sevgiliye hakaret etmiştir.

-Kapının açılması için imanla çalmaya devam edin, ta ki kapı açılıncaya kadar. Ama şunu bil ki aslında kapı hiç kapalı değildi. O hep açıktı.

-Her gece kendinizle baş başa kalın kendinizi dinleyin. Hatalarınızı tefekkür edin. Günahlarınızdan pişmanlık/nedamet duyun. Çünkü pişmanlık da tevbeden bir çeşittir. Pişmanlık, hiçbir şey yapamayacak durumda olman değil, her şeyi yapacak kudrette olduğun zaman güzeldir. Pişmanlık kedine acıma değil bilakis yeni bir bilince adım atmaktır.

Yorumlar (0)
15
açık
Namaz Vakti 10 Kasım 2024
İmsak 06:11
Güneş 07:39
Öğle 12:53
İkindi 15:32
Akşam 17:57
Yatsı 19:19
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 10 28
2. Samsunspor 11 25
3. Fenerbahçe 10 23
4. Eyüpspor 12 22
5. Beşiktaş 10 20
6. Sivasspor 11 17
7. Göztepe 10 15
8. Başakşehir 10 15
9. Kasımpasa 12 14
10. Konyaspor 11 14
11. Antalyaspor 12 14
12. Rizespor 11 13
13. Trabzonspor 11 12
14. Gaziantep FK 11 12
15. Kayserispor 11 12
16. Bodrumspor 12 11
17. Alanyaspor 11 10
18. Hatayspor 11 6
19. A.Demirspor 11 2
Takımlar O P
1. Erzurumspor 11 22
2. Kocaelispor 11 22
3. Karagümrük 12 21
4. Igdir FK 12 21
5. Bandırmaspor 11 21
6. Ankaragücü 12 19
7. Ahlatçı Çorum FK 12 19
8. Boluspor 11 18
9. Esenler Erokspor 12 17
10. Ümraniye 12 17
11. Pendikspor 12 17
12. Şanlıurfaspor 11 15
13. Gençlerbirliği 11 15
14. Keçiörengücü 12 15
15. Manisa FK 11 14
16. İstanbulspor 12 14
17. Amed Sportif 12 14
18. Sakaryaspor 11 13
19. Adanaspor 12 7
20. Yeni Malatyaspor 12 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 11 28
2. M.City 11 23
3. Nottingham Forest 10 19
4. Brighton 11 19
5. Chelsea 10 18
6. Arsenal 10 18
7. Fulham 11 18
8. Aston Villa 11 18
9. Tottenham 10 16
10. Brentford 11 16
11. Bournemouth 11 15
12. Newcastle 10 15
13. M. United 10 12
14. West Ham United 11 12
15. Leicester City 10 10
16. Everton 11 10
17. Crystal Palace 11 7
18. Wolves 11 6
19. Ipswich Town 10 5
20. Southampton 11 4
Takımlar O P
1. Barcelona 12 33
2. Real Madrid 12 27
3. Villarreal 12 24
4. Atletico Madrid 12 23
5. Osasuna 13 21
6. Athletic Bilbao 12 19
7. Real Betis 12 19
8. Mallorca 12 18
9. Rayo Vallecano 12 16
10. Celta Vigo 12 16
11. Real Sociedad 12 15
12. Girona 12 15
13. Sevilla 13 15
14. Leganes 13 14
15. Deportivo Alaves 13 13
16. Las Palmas 13 12
17. Getafe 12 10
18. Espanyol 12 10
19. Real Valladolid 12 8
20. Valencia 11 7
Günün Karikatürü Tümü