Cizre’nin Kadim Medreselerinin Kandillerinden Bir Kandil: Şeyh Muhammed Vehhac Varol Rahmetullahi Aleyh 

Kadim şehirlerin her biri, bağrında sakladığı büyük şahsiyetlerle anılır. Cizre, tarih boyunca ilim ve irfan yolunda nice sultanlara ev sahipliği yapmış mübarek beldelerden biridir. İşte bu topraklarda yetişen kıymetli zatlardan biri de Şeyh Muhammed Vehhac Varol Rahmetullahi Aleyh'dir.

Resmi olarak doğum tarihi 1950 olmakla beraber 1952 veya 1953 yılında Cizre'ye bağlı Serdahl köyünde dünyaya gelen Şeyh Vehhâc, daha çocuk yaşlarda ilme olan meylini ortaya koymuş, ezber kabiliyeti ve keskin zekâsıyla hocası ve ailesi tarafından fark edilmiştir. Babası Şeyh Sahip Rahmetullahi Aleyh’in ilim ve irfan yolundaki etkisi, onun ilk hocası ve en büyük rehberi olmuştur. Genç yaşında, medrese ilimlerine olan aşkı ve fıkıh sahasındaki derinleşme azmi, onun ilim yolunda ilerleyen müstesna bir şahsiyet olacağının ilk işaretleriydi.

Onun ismi, sadece bir şahsiyet olarak değil, bir irfan yolunun temsilcisi olarak zikredilir. Amil ve alim bir zat olarak, hem ilmiyle hem de yaşantısıyla gönüllere şifa olmuş bir şahsiyettir. Cizre'nin manevi dokusuna sinmiş, Medreselerin bir kandili olmuş, insanlara irşad yolunu göstermiştir. Onun varlığı, adeta bir rahmet kapısı olmuş, sohbet halkasında oturanların gönlünde huzur ve hikmet bırakmıştır.

Şeyh Muhammed Vehhac

Şeyh Muhammed Vehhac Varol, tıpkı selefleri gibi hikmet ve tevazu ile yoğrulmuş bir ömür sürmüştür. O, kendi varlığını değil, Hakk’ın varlığını öne çıkarmayı şiar edinmiş; malayani sözlerden kaçınarak, yalnızca hikmetle konuşmuş bir zat idi. Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellemin yolunun düsturlarını yaşayarak öğretmiş, hakikat ehli büyüklerdendi.

Bu mübarek zat, ilmin izzetiyle, amelin güzelliğiyle tanınırdı. Zira ilim, sahibini ancak amel ve ihlas yüceltir. O, dost meclislerinde hikmetli sözleriyle gönüllere dokunan, insanlara yalnızca ilmiyle değil, haliyle de örnek olan kâmil bir Âlim idi. Bölgede sevenlerinin dilinde, gönlünde ve dualarında yaşamaya hep devam edecek Biiznillah.

Bir zatın kıymeti, geride bıraktığı izlerledir. Şeyh Muhammed Vehhac Varol, ardında sadece bir isim değil, bir manevi miras bırakmıştır. O miras ki; sadık talebelerinde, hayırlı hizmetlerinde ve dua eden gönüllerde yaşamaktadır. Onun hayatından alınacak en büyük ders; kalbi arındırmak, nefsin hevasına kapılmadan Hakk’a yönelmek ve insanlara hikmetle muamele etmektir.
İlme olan iştiyakı ve keskin zekasına işaret eden bir anekdotu kendisi şöyle aktarmaktadır: "Çocukken rahmetli babam Şeyh Sahip Rahmetullahi Aleyh yanımıza gelip, kim Vakıa suresini ezberlerse kendisine bir banknot vereceğim, dedi. O zamanlar bir banknot çok şey ifade ediyordu. Babam akşam namazına giderken yatsıyı da kılıp öyle eve gelirdi ve o zaman yaz mevsimindeydik. Bunu fırsat bilerek akşam namazını eda eder etmez Kur'ân'ı elime alıp Vakıa suresini ezberlemeye başladım. Karanlık çökünce de evin damında ay ışığında ezberime devam ettim. Yatsı ezanı da okundu. Nihayet yatsı vakti, cami cemaati yatsı namazını eda edip camiden evlerine doğru dağıldılar. Camiden dönen babam beni bu halde görünce ne yaptığımı sordu. Ben de sureyi ezberlediğimi söyledim. Nereye kadar ezberlediğimi sorunca, hepsini ezberlediğimi haber verdim. Buna inanmakta zorlanan babama surenin tamamını güzel ve hatasız bir şekilde ezbere okudum. Bu kadar kısa bir sürede ezberlediğimi gören babam, bana sen bir banknotu aştın senin hakkın iki buçuk banknottur' diyerek o zamanlar tedavüle yeni girmiş iki buçuk banknottan verdi. Ben de sabah olunca paramı alarak Cizre'ye gittim ve kendime topaç, sapan ve biraz da kestane alarak eve geri döndüm. Ben Vakıa suresini bu şekilde ezberledim."
Şeyh Vehhác Varol, Şeyh Seyda Rahmetullahi Aleyh ile karşılaşmış olmasına rağmen ondan direkt ders almamıştır. Kendisinin anlattığına göre, daha on yaşına gelmeden, Şeyh Seyda'nın talebelerinin yanına gelip sarftan bir soru sorması üzerine kendisi oradaki bütün talebelerden önce cevap vermiştir, Buna çok sevinen Şeyh Seyda kendisinden ağabeyi Şeyh Siraceddin Rahmetullahi Aleyh'in kokusunu aldığını belirtmiş, orada hazır bulunan bir müntesibine sarığı getirterek Şeyh Vehhac'ın başına bağlatmış ve bu şekilde onu babasının yanına göndermiştir. Eve gelen Şeyh Vehhácı başında kocaman sarıkla gören Şeyh Sahip Rahmetullahi Aleyh bunun neyin nesi olduğunu sorması üzerine, kendisine bunu Şeyh Seyda'nın münasip görüp bağladığını söylemiştir. Babası da buna çok sevinmiş ve onu tebrik etmiştir.

Şeyh Muhammed Vehhac


Şeyh Vehhâc Rahmetullahi Aleyh, 2 Şubat 2025 Pazar gecesi, Rahmet-i Rahman’a kavuştuğunda, geride onu tanıyan herkesin hafızasında derin izler bıraktı. İlimle yoğrulmuş bir hayat, hikmetle işlenmiş bir ömür ve ardında yetişen yüzlerce talebe…

Bugün onun ismi yalnızca bir hafıza kaydında değil, talebelerinin dilinde, onun öğrettiği ilimle amel edenlerin amel defterinde yazılıdır. Onun için bir ilim meclisinde Kur’an okunacak, bir öğrenci onun öğrettiği bir bilgiyi aktaracak ve bir mazlum onun nasihatiyle adalet bulacaksa, işte o zaman amel defteri kıyamete kadar kapanmayacak, bu dünya üzerinde bıraktığı bu mübarek mirasın nuruyla yaşamaya devam edecektir.


Rabbimiz, bizleri de alim ve amil olan bu mübarek zatların yolunda yürüyenlerden eylesin. Onların irfanından ve feyzinden nasiplenen bahtiyar kullardan olmayı bizlere nasip eylesin. Amin 

Ruhlarına El-Fatiha Meas'sâlâvat…