Peygamberler uyarıcı ve müjdeleyici, kurucu ve kurtarıcı olarak görev yaparlar. Önce ilimle cehaletin, zikirle gafletin girdabından kurtarmak, sonra da kurtulan gönüllere şehirler kurmak için… Malumdur ki her medeniyet, kurduğu şehirlerin...
Modern insanın hastalığıdır bitkiyi bile cansız bilmek. Taşı, toprağı, havayı ve suyu cansız diye tanımlamak. Hayvanı hor ve hakir görmek. İnsanı bile değil, bizzat ve yalnız kendini üstün ve asıl görmek, kendini sevmek… Ruhunu yitirmiş...
Yorgun argın yürüyen nice insan gördüm yaslanmak için dağ gibi bir gönül arayan. Derdine deva ve dost olacak bir gönül dağı… Bakışlarıyla dinleyen bir gönül gözü… Dinlerken dinlendiren bir göz ve gönül… Ancak dertli insanlar...
Yoğunluğun değil senin yorgunluğuna sebep, yılgınlığındır yığdıklarına. Seni parçalayan ve her bir parçanı bir yığdığının yanına uykusuz bırakacak kadar derin endişelerle nöbetçi bırakan. Yani sen aslında yorgun değil dağılmış...
Edep, insanın ölçüsüdür. İnsanın kadrini ve kıymetini takdir eden değer… Pratikte ise edep, doğruyu güzel yapmaktır. Dini ya da dünyalık hiçbir ayrım yapmaksızın bütün işlerin doğrusunu, doğrunun da güzelini yapmak... İnsan, iç...
Bir sitem değil bir selam ve duadır aşk olsun. Niceliğin niteliğe henüz hükmetmediği dönemlerde, gönül ehlinin gönülden verdikleri bir selamdır aşk olsun... Bilginin yalnız bilinmesi gereken bir nesne konumuna düşmediği ve bilgelik yurduna...
'Allah insanı kendi suretinde yarattı” der Tevrat ve İncil. Kur'an ise 'en güzel şekilde” yaratıldığını söyler. Özü itibariyle insan güzeldir hasılı. Yüzüne sürdüğü yeryüzünün yalanlarını kaldırsanız eğer,...
Bütün kriz dönemlerinde olduğu gibi bir kez daha dervişleri davet ediyor dünya. Hiçbir dünyalık önünde eğilmeyen, eyvallah etmeyen ve namert elinden bir ikbal beklemeyen, hiçlik pınarından kana kana içmiş kanaatkâr derviş duruşunadır...
Bir varmış, Bir'den başka bir şey yokmuş. Bir olan bilinmeyi sevmiş ve 'kün” dediğinde ol'maya başlamış her şey... Hasılı her şey sevginin semeresi... Bir aşk ile yaratıldığından bu alem, döner durur yorulmaz. Erdem Beyazıt'ın...
İsyanı olmayanın imanı olmaz. İllâ neylesin lâ'sı yoksa başında. Aşk da böyledir. Çünkü aşk, ayrılığa isyandır. Lakin ne ince ve yüce bir cilvedir ki aşk, ayrılığın eseridir. Necip Fazıl üstadın dilinden dökülen; 'Seni...
Anadolu'nun mayası aşk ile karılmış, irfan ile yoğrulmuştur. İşte bu nedenledir ki aşkın ve irfanın sahibi sûfilerin kendilerine mahsus kelimeleri, kavramları ve cümleleri yani dilleri hala Anadolu'yu diri tutan temel unsurdur. Zinde...
Sufi dili, dil ehlinin dilidir. Yani gönül ehlinin... Bu dilde her görüntünün, kelimenin, harfin ve hatta noktanın kitaplara doğmayan irfanî bir anlamı vardır. Bir elif (ا) harfinin anlamını düşünün mesela... Hem ebced hesabında...
Sufi düşüncesi islam düşünce geleceği içinde özgür ve özgün yapısı ile yeni bir soluk getirmiştir. İlk katkısı, hiçbir şeyin yalnız görüntüsü kadar olmadığını ve her varlığın bir anlam katmanı bulunduğunu dillendirmesidir....
Sanıldığının aksine hiç, her şey demektir. Özellikle tasavvufi düşüncenin ve dervişlik kültürünün kemer taşı olan kavramlardan biridir hiç. Ancak yalnız tasavvufi düşüncenin değil nihilizm denilen felsefi akımın da temel...
'Fitne öldürmekten daha kötüdür” buyurur Allah. Çünkü öldürmenin mağduru yalnız bir kişidir, fitnenin mağduru ise sayısız ve kimlikleri belirsizdir. Kul hakkı... Kelime manası altın ve gümüşün saflığını...
İnsan isteyen bir varlık. Gözünün gördüğüne gönlü düşer çoğu zaman insanın. Gönlü ayaklandıran bu talepler, bazen bir ihtiyaç, ama çoğu zaman yalnız bir istekten ibarettir. Ne varki, ne ihtiyaçların ne isteklerin çoğu gerçekleşmez. ...
Bir bilge islamın şartı beş, altıncısı haddini bilmektir demiş. Haddini yani sınırını bilmek esasımda ilk şarttır. Çünkü, haddini bilmek insan ve kul olduğunu kabul etmektir. İnsan olduğunu kabul eden insanca davranmaya, kul...
İnsan yenildiğinde evine döner denilmiş. Evine yani kendine. Bütün mağlup ordular gibi. Aslında galipler de döner evlerine ancak zaferin sarhoşluğu aklı hep başka yerlerde bırakır. Galipler dağılırken, mağluplar dağınılıklığını...
İnsan ünsiyeti unuttuğunda hep en önde, en üstte ve en başta olmak istiyor. Ötekinin kendisinin yarısı ve hatta aslında aynısı olduğunu unutup, hamurunun bir yoğrulduğunu ve mayasının bir olduğunu bir kenara bırakıp ucub ve kibir denen...
Gel artık Kebuter. Kan kalmadı kalbimizde. Kırkımız çıktı da korkumuz bitmedi. Bir haber getir ötelerden, mavera muştusu. Bir bengisu... Öyle derin bir tufandır ki yaşadığımız eczamız dağıldı. Birlik bizden gider oldu. Hakikat derdimiz...
Ne kadar da uzaklaştı insan kendisinden. Ne kadar da kayboldu. Ve hatta tükendi varlığın gücü karşısında. Sahip olduklarının elinde... Varlığın verdiği hazzın sevincini saadet sanarak hırsla saldırmakta. Az, kendisine...
26 Eylül'de Külliyede Sayın Cumhurbaşkanını dinlerken en çok dikkatimi çeken husus, referandum ve Barzani ile ilgili konulardı. Söylenenler kadar söylenmeden söylenenler de önemliydi. Açıkça ifade edilen husuların başında Barzani yönetiminin...
İnsanlar gibi coğrafyaların da kaderleri vardır. Bu kader, coğrafyada yaşayanları da etkiler. Bizim de içerisinde yaşadığımız Ortadoğu, insanlık tarihi boyunca bir cazibe merkezi olmuş ve bu nedenle Osmanlı Devleti gibi güçlü devletlerin...
Hep kolayı seçtik. Bilineni söylemeyi, görüneni göstermeyi... Üretmenin aksine var olanı tüketmeyi. İmanımız bile ezberden, mirasyedi bir iman... İşte bundandır ki aşikar olan Allah'ı ispat etmeye çalışırken, kulluğu ispat ve izhar...