Bu hastalığa geçmişten çok çok örnek vermek mümkin ama “Geçen geçmiştir” ayetine göre hareket edelim ve son yüz yılı esas alalım.
Bu yüz yıl içinde en çok insan öldüren devletler hangileri sorusuna bütün dünya 1940 ile 1945 yılları arasında Alman devletinin yöneticileri, generalleri, doktorları, mühendisleri, pilotları, özetle huzursuz eğitimden geçen bütün yüksek tahsil yapmış insanlarının birikimlerinin hulasası olan eğitiminin huzursuzluk yayması nedeniyle beş milyon insanı önce öldürmüşler sonra yakmışlar.
Huzursuzluk eğitiminden geçen diğer insanlar bundan ders almış mı?
Huzursuz eğitim veren Rusya, Kırgızistan’dan Çekoslovakya’ya kadar yetmiş yılda yetmiş milyon insanı öldürmüş.
Ama onlar da geride kalmış bu son elli yıla gel denebilir.
Geçmişte bir papazın hatıratına göre Amerika, işgali tamamlayamayınca, Kızılderililerden 25 milyonunu öldürmüş, o nesli yok etmiş ve her bir metrekaresinde ceset dolu topraklarına sahip olmuş.
Vietnam’a yedi milyon ton bomba atmasına rağmen halkı teslim alamamış milyonlarca insan öldürdüğü gibi ormana sığınanları ağaçlar koruyor diyerek bütün ormanları yok etmiş ama işgali tamamlayamamış.
En son Afganistan olayı dünya devletlerine birkaç yönden ders oldu.
“Amerika isterse bir ülkeyi 24 saatte işgal eder; Rusya veya Çin dilediğini yapar ve kimse önünde duramaz” fikrini yıktı.
Ülkelerin yöneticilerini teslim alabilirler ama hiçbir ülkenin milletini teslim alamazlar.
Silah, teknoloji, askerler, savaş uçakları, savaş gemileri, füzeleri, atom bombalarının etkili olacağı yerler sınırlıdır.
Sınırın da dışında kalan halk, teslim olmadığı sürece o ülke işgal edilmiş sayılmaz.
27 Aralık 1979’da 26 tane devletten meydana gelen Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB), Afganistan’ı işgal eder.
Afgan işgali 1991’de Sovyetlerin dağılması ve 15 devletin ayrılmasıyla komünizm ve SSCB çöker.
Çökertmeye gelenin kendisi çöker.
Ardından Amerika, Afganistan’ı işgale yeltendi; 7 Ekim 2001’de girdi, yirmi yıl savaştı, binlerce askeri bir milyonun üzerinde köylüyü öldürdü ve kendi katil askerlerinden binlercesi öldü; sonunda savaşı kazanamayacağını anladı ve 30 Ağustos 2021’de askeri araçlarını da alamadan kaçarak Afganistan’ı terk etmek zorunda kaldı.
Ukrayna olayı da huzursuz eğitim hastalığından kaynaklanır.
Bu huzursuzluk “Huzursuz Bacak” gibi bitmez.
Torunlarımız da bu huzursuz olayları dinleyecekler.
Sorunlu adamlar, sorun çözerken, sorun üretirler.
Bunların ve eğitimlerinin Yaratıcı’yla sorunu var.
Yaratıcı’ya güçleri yetmeyince yaratılanları öldürüyorlar, zehirliyorlar, sömürüyorlar, sömürerek semirdiklerini zannediyorlardı bu günlerde semirirken kendi zehirleriyle kendilerini zehirlediklerini anlayacak bilimsel buluşlar da yaptılar.
Gönülleri, İslam’ın getirdiği iman ve ameli salihle tatmin olmuş insanların, 1300 yıllık tarihini geride kalmış olarak kabul etsek bile, bugün Filistin’de İslam’ı yaşayan sıradan bir Müslüman’la, bulunduğu yerin zirvesinde bulunan bir Siyonist’i kıyaslayıversek, hâlâ umudun Müslümanlarda olduğunu anlarız.