Dört arkadaş bir araya geldiğinde İslam’ın hayattan uzaklaştırıldığından şikâyet ediyor ama elini ve gönlünü bu nurdan ayetlerin altına koyarak kendi kurtuluşuyla beraber etrafına faydalı olmayı değil de başka İslami grupların açıklarından vurmaya çalışma dedikodusu yapıyorlar. Uzunca dinledikten sonra, “Beraber olacağımız veya başarılı olmaları için dua edeceğimiz bir grup söyleyin” dediğimde herkes sustu. Bitirdiler... Kendilerinden başkasının hepsi hatalı, yalnız bunlarda hata yok.
Çok iş yapanın hatası da çok olur. Bu durumda biz doğru işlerine destek, yanlış işlerine köstek olmalıyız.
Hiç iş yapmayanın hatası çok olmaz, onun kendisi hatanın dolaşan heykelidir. Birkaç ayrı sahabe tarafından rivayet edilen hadise göre Sevgili Peygamberimiz bir gece namaz kılarken kıyamı çok uzun tutmuş ve hem ağlamış hem İbrahim aleyhisselamın ve Hazreti İsa aleyhisselamın kendi kavmi için yapığı duayı tekrarlamış. İbrahim aleyhisselamın duası:
“Rabbim, onlar, insanlardan birçoğunu sapıttılar. Kim bana uyarsa bendendir. Kim de bana isyan ederse, şüphesiz sen bağışlayansın, esirgeyensin.” (İbrahim Süresi, ayet 14/36)
İsa aleyhisselamın duası:
“Eğer Sen onlara azap edersen, şüphesiz onlar, Senin kulların. Eğer onları afvedersen, şüphesiz Sen aziz’sin, hakim’sin.” (Maide Müresi, ayet 5/118)
Abdullah bin Amr bin As’ın rivayetinde bu ayetleri okuduktan sonra ellerini kaldırıp “Allah’ım, ümmetim, ümmetim” der.
(Müslim Sahih, K. İman bab, 89 Duaü’n-Nebi, li ümmetihi, Nesai, Süneni Kübra, K. Tefsir, bab İbrahim Süresi)
O dört arkadaştan bazılarının kesin çözümleri var; asacaksın bunları, keseceksin bunları.
Böyle diyenler, ashab-ı kiram arasında da olmuş. Ahmet, Müsned, (Abdullah bin Abbas Hadisi)
Sevgili Peygamberimiz bunları dinledikten sonra o kâfirlerin afvını isteyen Hazreti Ebubekir’e, “Sen Hazreti İbrahim ve Hazreti İsa gibisin. Onların boyunlarının vurulmalarını isteyen Hazreti Ömer’e “Sen, Hazreti Nuh ve Hazreti Musa gibisin” der ve Nuh ile Musa aleyhisselamların ayetlerini okur. Yani, onları da onore ettikten, kendisinin okuduğu İbrahim ve İsa aleyhisselamların duasını okuduktan sonra “Allah’ım ümmetiiiim, ümmetiiiim” deyip ağlamasıdır bize örnek olan.
Rabbimiz, Kur’an ayetlerine “Rahmet” (İsra 82) diyor,
Sevgili Peygamberimize “Rahmet peygamberi” (Enbiya 107) diyor,
Yağmura da rahmet diyor. (A’raf Süresi, ayet 7/57)
Rahmet yağarken bülbülle akrebi, gülle dikeni ayırmaz.
O Rabbinin emrine uyarak, ayrım yapmadan yağar, hem bülbüle, hem akrebe, hem güle, hem dikene rahmet olur.